yazarı tarafından kooplog.com için yazılmıştır.
“Televizyon Olimpiyatları” olarak da bilinen 35. Banff Rockie Dünya Medya Festivali ‘En İyi Skeç ve Komedi’, 2014 Freesat ödülleri ‘En İyi Sitcom’, 2014 Broadcast Ödülleri ‘En İyi Orijinal Program TV Sitcom’, 2014 İngiliz Komedi Ödülleri ‘En İyi Yeni Komedi’ ve ‘En İyi Komedi Dram’ ödüllerine layık görülen Inside No. 9, BBC’de yayımlanan, senaristliğini Reece Shearsmith ve Steve Pemberton‘ın yaptığı her bir sezonu 6 bölümden oluşan bir İngiliz kara mizah yapımı.
Bir İngiliz Kara Mizah Yapımı: Inside No. 9
İlk sezonu 5 Şubat – 12 Mart 2014, ikinci sezonu 26 Mart – 29 Nisan 2015 tarihleri arasında ekranlara gelen dizinin yönetmen koltuğunda David Kerr, Dan Zeff, Guillem Morales isimleri yer alıyor. Bu kara mizah. 2014 yılından şu ana kadar 4 sezonda toplam 24 bölüm olarak yayınlandı. Seriyi bir kalıba sokmak gerekirse net bir ‘antoloji’ kalıbında ilerliyor diyebiliriz. Hikayeleri tamamen ayrı. Bazıları tarihi, bazılarıysa güncel konulardan alınmış. Kriptik bulmacalardan çocukların parti oyunlarına, Reece Shearsmith ve Steve Pemberton’un zorlayıcı korkutucu antoloji serisi Inside No 9, her türlü görünüşte masum olan konuyu – ensest, cinayet, modern kölelik ve daha fazlasını – seyirciye direkt olarak verdi.
Birbirinden Bağımsız Hikayeler & Mekanlar
Birçok ünlü konuk oyuncunun yer aldığı Inside No. 9’da Reece Shearsmith ve Steve Pemberton ikilisi başrolde yer alırken, bu ikili aynı zamanda ikinci sezonda yönetmenlik rolünü de üstleniyorlar. Tüm bölümler birbirinden bağımsız hikayelerden oluşuyor. Belirli anlarda bizleri hayatın gerçekleri ile çarpıcı bir şekilde yüzleştirirken kimi zaman da içlerinde fantastik ögeler barındıran bu trajikomik durum komedisinin bölümlerinin kesiştiği bazı ortak alanlar var.
Öncelikle mekan unsuru. Burada şunu belirtmek gerekiyor. Bölümlerin geçtiği hiçbir ortak mekan yok ancak her bir mekanın numarası 9. Bu bir tren kompartımanı, malikane, apartman hatta ayakkabı bile olabilir. Özellikle dizinin ilk bölümü bir dolabın içinde geçiyor. Bu tarz boyut olarak sınırlı ve küçük mekanların seçilmesinin sebebinin maddiyatla/bütçeyle herhangi bir alakası yok. Tam tersi mekanlar senaryoyu yönlendiren bir konumda yer alıyor. Üretkenliği, diyalogların kalitesini ve yaratıcılığı yüksek tutmak amacıyla girişilen bir yol olarak anlıyorum.
Her Bölümde Farklı Oyuncu Kadrosu
Dizinin her bölümünde farklı oyuncular görüyoruz. Bu oyuncuların diğer İngiliz serilerinden bizlere aşina olmaları da yapımın dikkati çeken hoş bir tarafı. Fakat dizinin senaristlik rolünü üstlenen Reece Shearsmith ve Steve Pemberton bölümlerin neredeyse hepsinde ancak farklı rollerle yer alıyorlar. Dizide ağırlıklı olarak gördüğümüz ikili biraz önce bahsettiğim gibi dizinin yaratıcıları. Aynı zamanda senaristleri. Bu da yetmezmiş gibi oyuncuları.
Her defasında başka karaktere bürünüp sahneye çıkıyorlar. Rahatlıkla hayatımda izlediğim en özgün yapımlardan biri olarak niteleyeceğim serideki sanat yönetimi bakımından da ayrı özellikler taşıyor. İlk sezonun ikinci bölümünün adı “sessiz bir gece.” Zaman geçtikçe adeta bir Charlie Chaplin filmi izlediğiniz kanısına varıyorsunuz. Mimik, beden dili ve olaya uyumlu ses efektleri kullanılmış büyük ağırlıkla. Ama oyunculardan en ufak bir ses yok…
Sembolik Detaylara Dikkat
Sadece oyuncuların ağızlarından çıkanlara değil, saklanan objelere, arka plana, içinde bulunulan mekana bakan, üzerine gerçekten düşünen ve oradan bir şeyler çıkartmaya çalışan kesim dizideki ufak ama sembolik detaylara anlam yükleyecek her geçen bölümde.
Peki benim ciddi anlamda anlam yüklediğim ve izlediğim yapımlar arasında en üst sıralara rahatlıkla koyabileceğim bu dizideki bağımsız bölümler arasından en dikkat çeken ve ‘kesinlikle izlenmeli’ dediğim bölümler hangileri?
Inside No. 9: En anlamlı ve İzlenesi Bölümleri
Sessiz Bir Gece
Seri 1, bölüm 2
Neredeyse diyalogsuz olan bu bölüm, ev sakinleri içeride kalırken ultra modern bir evden resim çalmaya çalışırken iki hırsızı ve düştükleri durumu eleştirel bir şekilde sunuyor. Şiddetli, şaşırtıcı ve kusursuz koreografili bu bölüm mizahi açıdan büyük keyif verdi.
Zanzibar
Seri 4, bölüm 1
Bölümde en kasvetli anlar bile mizahla vuruluyor. Ama şimdi ve sonra Shearsmith ve Pemberton daha hafif ve daha parlak bir şey üretiyor. Konuklar iambik pentametre ile etkileşime girdiği bir otelde yer alıyor. Shakespeare komedisi tadı veren bu bölümün en derin sarkazmı kavramsal olarak mükemmel bir dille sunuyor Ayrıca, ne kadar mizahi yoğunluklu olsa da ölüm ve umutsuzluk kavramları da belirgin bir şekilde ağırlıklarını hissettiriyorlar.
Bernie Clifton’ın Soyunma Odası
Seri 4, bölüm 2
Bu bölümle alakalı olarak kesinlikle korkutucu bir şey yok; eski ortağıyla bir defalık gösteri için yeniden bir araya gelen ikili, yaşlanan bir çizgi romanın hikayesi. Korkutucu olmasa da bölüm hafif bir hüzün ve yine mizahla doludur. Provalar esnasında ikili, arkadaşlıklarının çalkantılı geçmişini hatırlar. Ancak ikilinin her birinin uzlaşma girişimlerinin arkasındaki asıl sebep ciddi anlamda kalp kırıcıdır.
Christine’nin 12 Günü
Seri 2, bölüm 2
Benim için dizinin en muhteşem bölüm. Sheridan, Smith’i, hayatı açıklanamaz şekilde ürkütücü olaylarla delinmiş bir kadın olan Christine olarak görüyor. Öykünün parçalanmış kronolojisi ve garip olayların arkasındaki asıl sebep yavaşça ortaya çıkar, bölüm bir kaza ile anlam kazanır.
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- O: ”Korku Filmleri Tarihinin En Kanlı Sahnesi”
- 21. Yüzyılın Film Devrimi: Black Mirror, Bandersnatch
- Marvel’ın Kurucusu Stan Lee’nin Hayatı Film Oluyor!
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: