‘Ah şu sevdam, pusatlı sevdam, cevher gibi değerli sevdam… Bir görüştedir ki sana bulanmış sevdam. Yadsınamaz ruhuma bu delice sevdam…’ Zevahir bey bu cümlelerle bitirdi mektubunu. Lise yıllarında aynı sınıfta olduğu Lüle hanıma olan sevdasını gömmek zorunda kalmıştı kalbine. 20 yıl sonra İstanbul’da bir vapur seferi sırasında tekrar Lüle hanımı görmüştü. Zevahir bey; yakışıklı,dinç görünümüne rağmen gidemedi Lüle hanım’ın yanına ve söz vermişti kendisine; eve vardığım ilk vakit bir mektup yazacağım diye. Sigarasını yaktı ve başladı mektubunu yazmaya;
‘Lise yıllarımda size karşı derin duygular beslemiştim Lüle hanım. Yanınıza gelip konuşmak istemiştim ama sizin başka sevdanız vardı, bilirim. Sizi tekrar İstanbul’da vapur seferi sırasında gördüm. Bu deli sevdamın artık gönlümde birikmesi zorlar beni, siz de bilin isterim. Ben size olan sevdamı gönül kumbaramda biriktirdim. Başka sevdalara kapattım bu kumbarayı, yalnız size olan sevdam doldurur bu kumbarayı. Yalnız size kaldırdım kadehlerimi 20 senedir ve yalnız sizin ruhunuzla beslendi yaşam arzum. Uzun zaman sonra sizi tekrar görmektir direncim ve hayat ışıkları o zaman parlak olmuştur benim için. Lüle hanım, bir sevdadır ki bendeki size karşı, cellad bile tövbe eder kılıç tutmaya. Bir sevdadır ki bu; günahkara şarap bıraktırır…’ Zehavir bey bir sigara yakar ve devam eder cümlesine;
‘Ah şu sevdam, pusatlı sevdam, cevher gibi değerli sevdam. Bir görüştedir ki sana bulanmış sevdam. Yadsınamaz ruhuma bu delice sevdam…’
Mektup yarım kalmıştır. Zevahir bey bu ağır duygulara dayanamayıp kalp krizinden ölmüştür. 20 sene biriktirdiği bu yoğun aşkı anlatmak onu öldürmüştür. Zevahir bey’in ölüm haberi yazdığı mektupla beraber ünlenmiştir. Lüle hanım haberlerde Zevahir bey’in ölüm haberini ve ona yazdığı mektubu görmüştür. Lüle hanım ne mi yapmıştır? Hiçbir şey. Lüle hanım liseden beri ayrılmadığı adamla; mutlu, sıcak ve güzel evliliğine devam etmiştir. Zehavir bey ise kaldırdığı kadehler, yazdığı yarım mektup ve aşırıya kaçmış sevdasıyla toprağa karışmıştır. Hassas kalbi, yoğun duyguların dışavurumunu kaldıramamıştır. ‘Dünya hassas kalpler için cehennemdir’ demiştir ya hani Goethe, Zevahir bey de bu cehennemde ,cenneti Lüle hanımda aramıştır. Lüle hanım onun hem yaşam hem de ölüm sebebi olmuştur. Zevahir bey, yaşam için gerekli olan panzehiri Lüle hanıma olan sevdasından almıştır fakat daha sonraları bu onun için zehir olmuştur. Her şeyin olduğu gibi, aşkın fazlası de zehirdir.