Zenginler Fakirleri Kullanarak Zengin Kalmaya Devam Ediyor

Zenginler Fakirleri Kullanarak Zengin Kalmaya Devam Ediyor

İçinde yaşadığımız dünyanın adil olmadığını biliyoruz. Her ne sebepten olursa olsun insanlar, topluluklar, şehirler ve ülkeler arasında ekonomik dengesizlik kör olsak görülecek boyutta artık. Zengin çok zengin, fakir ise çok fakir. Zenginler zevki için dünyaları satın alabilecek haldeyken fakirler çocukları ısınsın diye fön makinesi çalıştırıp arka odada kendini asıyor. Fakirlik artık ciddi bir ölüm tehlikesi barındırıyor. Çünkü yeni dünya düzeninde paranın olmaması demek, hayatta kalamayacaksın demek. Doğanın insandan asla talep etmediği karşılığı insanoğlunun senden canın pahasına da olsa talep etmesi demek…

Paraya ulaşmak için elbette çalışmak gerek. Parası olan olmayana hayrına dağıtsın, zenginler zenginliğinin zekatını versin de işi olmayan yan gelip yatsın demiyorum tabi ki. Kim, hayatta kalmak için ne yapabiliyorsa yapacak elbette. Fakat bu bile öyle zor ki artık. Çünkü işe, imkana sahip olan zenginler bunu diğerleri ile paylaşmak istemiyor. Kendisi daha da zengin olsun istiyor. Kardeşi, eşi, çocuğu, ne bileyim kayınbiraderi veya görümcesi falan kazansın istiyor o parayı. Kendisi ve çevresi kazanabilecekken en ufak bir parayı, başkasına bu imkanı tanımaya hiç yanaşmıyor. Hal böyle olunca da, nüfuslu kişiler -zengin insanlar- tanımayan orta ve alt sınıf ne kadar eğitimli, yetenekli ve istekli olursa olsun işe ulaşamıyor.

Zenginler hayatını idame ettirmek isteyenlere asla fırsat tanımıyorlar. Ama onların zenginliğinin kaynağı kendilerinden alçak gördükleri biziz. Yüksektelerse bizim sırtımıza, omuzlarımıza basa basa ilerlediklerinden.

Fakirler, Zenginlerin Zengin Kalmak İçin Yaptıkları Yatırımdır

Zengin insan lüks üretir. Ama lüks üretmekten çok lüks tüketir. Bunun bizi ilgilendiren kısmı ise şudur: Şu anda yaşamakta olduğumuz çağ yoğun bir iletişimi ve etkileşimi doğurmaktadır. Ekonomik olarak arasından uçurumlar olan zengin ve fakir insanlar arasındaki mesafe aslında oldukça kısadır. Artık birbirlerinin hayatları bir diğeri için masaldan, iki saatlik televizyon dizisinden ibaret değildir. İkisi de sosyal medya üzerinden diğerinin hayatına kolaylıkla misafir olabilir. Kötü ağırlanan bir misafir… İşte lüks tüketiminin zehri tam olarak bu noktada fakir insanların kanına karışır. Zengin, ürettiği lüksü tüketir ve bunun onun için neredeyse hiç maliyeti yoktur. Fakir ise iki yıl taksitini ödeyeceği, on beş günlük yaz tatillerine zengin insanların otellerine gider. Zenginlerin ve çevresindeki zengin olmaya çalışan insanların ürettiği ve tanıttığı her şey fakir insanlar için pembe bir hayaldir. Ve daima ona oluşmak için çalışırlar. O elbiseyi gitmeye, o arabayı almaya, o mekanda o yemeği yemeye çalışırlar… Fakirlerin emeğini satarak kazandığı para, dönüp dolaşıp yine zenginlerin cebine girer.

Zenginler Asla Ellerini Sürmeyecekleri Şeyleri Fakirlere Pazarlarlar

Ticarette, sürümden kazanmak diye bir kavram vardır. Düşük kâr marjı ile daha çok ürün satıp totalde beklenenden daha çok kâr elde etmek anlamına gelir. İşte bu ifadedeki sürüm yani devamlılığı sağlayan alıcı, fakir insanlardır. Üreticiler düşük maliyetle, düşük kalitede ürettiği ürünü tam olarak bu mantıkla piyasaya sürer. Ve fakirler de kendi bütçelerine uyduğuna inandıkları ve zenginler tarafından reklamı yapılmış bu ürünleri kapı kapış alırlar. Oysa reklamı yaptıkları bu ürünler onların çok büyük bir ihtimalle asla kullanmayacağı kalitededir.

İşte tüm bu döngü, zenginlerin daha da zenginleşmesine fakirlerin ise ellerine avuçlarında ne varsa zenginlere kazandırmasına sebep olur. Çünkü pazarlanan bu ürünler aynı zamanda statü sahibi olmak ile alakalı bir hayal de barındırırlar. Aynı zamanda satılan bu hayaldir. Zengin gibi yaşamak için zenginleri var eder ve onların daha da zenginleşmesini sağlarlar.

İdil Ceren Yılmaz
Gezegendeki yolculuğunun 24'üncü yılında. Atmosferde başıboş gezen hikayeleri yakalayıp insanlara anlatmak en büyük tutkusu.
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Erkeklerin Bilmediği 12 Kadın Dedikodusu
Sonraki
Nerede O Yüz Yüze İlişkiler?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.