Herkese merhabaaaa!!
Yeniden bomba gibi sizlerle beraberim.
Unutulmuş köşelerin çocukları olsak dahi yazmaya geri dönüyoruz.
Bu haftasının konusu ne mi?
KİTAPLAR!
Cezbedici kapakları, dudak uçlatan fiyatları, arka arkası kesilmeyen basımları ve bookstgram furyası…
Ben çocukluğumdan beri kendi kendine kitap okuma alışkanlığı kazanan, lisede haftada 4 kitaba kadar okuyan gözleri şiş şiş gezen biriydim.
Yok sınavlar, yok üniversite derken bir bakmışız eskisi gibi okuyamıyoruz. Hatta alamıyoruz da..
Cildi kalın olana zaten elimizi bile süremiyoruz. 10 tanesinin arkasını beğensek o an 2 tanesini alabiliyoruz. Çünkü çok çok aşırı pahalı.
Hele ki biri o kitabı paylaşsın 50 kağıdı gözden çıkarın siz!
Kitap okumak ‘bence’ bizi çok geliştiren, farklı dünyalara götüren bir araçken neden sürekli fiyatlar arttırılıyor ki??
Cildini süslü, bezli yapma abi! Ben dışı için okumuyorum ki!!
Ama bu konuda İnternet siteleri iyiki var. O kadar güzel indirim yapıyorlar ki alırken hiç zorlanmıyorsunuz.
Ama buna da dur diyorlar. Herşey o kadar normalmiş gibi birde okuma oranı bu kadar düşükken “Sabit Fiyatlar Yasası” getiriyorlar.
Yani kitapçıda ne kadarsa internette de öyle olacak sanırım. Benim anladığım bu yani!!
Kitap okumayı sevenler ya da kitaplıklarını doldurmayı sevenler için ortak bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Bu fiyatlar arttıkça İnternet siteleri, ikinci eller ya daha çok artacak ya da artık okuma oranını hesaplamaya gerek kalmıcak!!!
Okuyun okuyun yavrularım!!
Herşeye inat!!!
