Sabahın bir yerlerinde yanlızlığa açılan karanlık kapılar neden hep soğuk ?
Birşeyler acıyor içimde ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor tam o sırada bişey olsa ağıtlar sussa, iyilik melekleri çıka gelse kimse duymuyor duyan aldırış etmiyor kalemimden dökülen yalnızlık satırları el ayak buz kesmiş kedehime sığınırım içim ısınsın ellerimden ellerinin sıcaklığın gitmesin bu hicap kokuları hatalarımdan geliyor seni ben olarak seviyorum demiştim hatırla şimdi ben neyim ?
Bu karanlık odamda kalemimden yazılıyormuş ta yazılmamış ağıtkar bi o kadarda tamamlanmamış tükenmişlik işte yine aynı yol tahmin ettiğimden biraz daha ağıtkar dışarda fırtınalar kopuyor rüzgar sesleri uğul uğul kulağımda sen neredesin ?
Terkertiğim mukaddes kanlı banklarına aşikar ağarmış saçlarım tutup yolsan fayda edermi ?
Korkmayayım değilmi ?
Zemheri ayazında buz kesmiş ellerimden ellerinin sıcaklığı gitmez…
Daha ne olur nasıl aydınlanır karanlıklar aydınlığa, soğuklar sıcağa ne istediysem orta dünyadan tersini amansız ca vurdu savaşa alanı suratıma iki kurşun sıktım. Sıktım çünkü yapayalnız dım, sıktım çünkü üşümüştü ellerim, sıktım çünkü ağarmış tı saçlarım ağarmış tı.
Biz ey dünya ağıtkar ları diyelim şarap içmeye devam edelim aldığım söz vermelerin nedendir bilinmez dağlar yüreğimi tarihe gömülür şuursuz ca düşle o gün gelicek
Şuursuz ca düşlüyorum o gün hangi gün ?