Sağlıklı yaşamak, incecik bir bedene sahip olmak, tüm dünyada her geçen gün daha da popüler ve önemli bir yere sahip olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında en önemli mesele de kilo vermek oluyor. Kilo vermek isteyenler din, dil, ırk ve yaş gözetmeksizin geniş bir yelpazeyi oluşturunca da her yıl yepyeni ve çeşit çeşit diyet türleri ortaya çıkıyor. Son dönemdeki en popüler diyetleri ve özelliklerini inceledik.
Son Dönemlerin En Popüler Diyetleri ve Detayları
1) Akdeniz Diyeti
Malumunuzdur ki Akdeniz insanları özellikle İtalyanlar fit görüntüleriyle dikkat çekmektelerdir. O kadar pizza, makarna derken bu insanlar nasıl bu kadar zayıf kalabiliyor diye düşünürken cevabı bütün dünya Akdeniz diyetiyle buldu. Bu diyet, 1993 yılında Harvard Halk Sağlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün iş birliği ile ‘’Akdeniz diyeti piramidi’’ oluşturduktan sonra git gide popülerliğini arttırmıştır. Dünya çapında Med diyeti olarak da bilinen Akdeniz diyeti, Akdeniz ülkelerinin yemek kültürlerine odaklanıyor. Akdeniz’in geleneksel pişirme yöntemlerine ve yemek yeme alışkanlıklarına dayanıyor. Taze ve mevsiminde sebze ve meyve tüketimini arttırmanız gereken Akdeniz diyeti, zeytinyağlı sebzeleri ve baklagilli yemekleri tercih ederken kırmızı et ve şekerli gıdaları oldukça az tüketmek ve tereyağ yerine zeytinyağ tüketme esaslarına dayanıyor.
2) Hugh Jackman Diyeti (Kesintili oruç)
“Hugh Jackman diyeti” olarak lanse edilen ve kesintili oruç da denebilen bu diyet, uzun vadede kilo kontrolü ve yağ oranı azaltma gibi etkilere sahip. Kesintili oruçla hücrenin kendini arındırma ve yeniden yapılandırma mekanizması devreye giriyor. Tıp dilinde “otofaji” olarak adlandırılan bu mekanizmanın, kanser gibi hücre bozulmasına bağlı hastalıklarla savaşmakta rol oynadığı söyleniyor. Yağ kaybı ve hücre yenilenmesi faydaları olan kesintili oruç, orta ve uzun vadede etkilerini gösteriyor.
Beş-altı saatlik sindirim süresinin sonunda bünyenize yeni bir besin almazsanız, yani kesintili oruç uygularsanız, mevcut glikojen depoları boşaldığı için vücut, depolanan ekstra yağı tüketmeye başlıyor. Bu da kilo kaybedilmesine ve vücudun kendini onarmasına yardımcı oluyor. Karbonhidrat tüketimini en aza indirip vücudunuzu iyi yağlar ve proteinle besleyerek vücudunuzdaki fazla kilolardan ve ödem kütlesinden de kolayca kurtulabiliyorsunuz. Bu diyette çay ve kahve tüketimi serbesttir. Ancak çok miktarda çay ve kahve içmek, yoğun şekilde su kaybetmenize neden olacaktır. Bunun yerine içine maydanoz, zencefil, limon ve salatalık dilimleri koyacağınız bir şişe suyu gün boyu içmek en güzeli.
3) Glutensiz Diyet
Buğday ve buğday ürünlerinde bulunan glutene intoleransın ve gluten alerjisinin artmasıyla birlikte ortaya çıkan glutensiz beslenme akımı, hala devam ediyor. Gluten buğday, pirinç, arpa, çavdar gibi tahıllarda doğal olarak bulunan bir protein çeşidi. Kötü karbonhidrat olarak nitelendirilen un ve unlu mamullerden uzak durmayı gerektiren glutensiz diyet zayıflamak, daha sağlıklı beslenmek, gelecekte bazı hastalıklara yakalanma riskini azaltmak isteyen kişiler tarafından uygulanıyor. Bazı uzmanlar ise çölyak hastalığınız veya gluten hassasiyetiniz yoksa glutensiz beslenmenin ekstra bir yararı olmadığını belirtiyor. Aksine karbonhidratlardan gelecek faydayı engellediklerini düşünüyorlar.
Önerilen İçerik: Bir Yaşam Biçimi Olarak Çölyak Hastalığı
4) Paleo Diyeti (Taş Devri Diyeti)
İnsanlık diyet konusunda o kadar takıntılı bir hale geldi ki taa Taş Devri’nden diyet getirmişler! Taş Devri diyeti olarak bilinen Paleo diyetinde et, deniz ürünleri, yumurta, fındık, meyve, sebze, yeşillik ve baharatlar gibi yiyecekler bulunurken, tarımla gelen tahıl, buğday, rafine şeker, patates, tuz gibi yiyecekler yer almıyor.
Düşük karbonhidrat, yüksek protein diyetleri arasında yerini alan Paleo diyeti yüksek kalorili yiyeceklerden uzak durulduğundan kilo vermeye önemli katkı sağlıyor. Paleo diyetinde ayrıca 80/20 kuralı var. Yani “eğer yüzde 80 diyete uyarsan yüzde 99 fayda görürsün” anlayışı hâkimdir. İddialı diyetlerden!
5) Atkins Diyeti
ABD’li kardiyolog ve beslenme uzmanı tarafından 1972 yılında açıklanan, düşük karbonhidratlı beslenme esasına dayanan Atkins diyeti, dünyada oldukça popüler oldu. Kalori hesabı yerine gram hesabı yapılan Atkins diyetinde, az karbonhidrat tüketilerek vücudun, enerji gerektiğinde yağ yakması amaçlanıyor. Doymuş yağ tüketiminin, toplam kalori tüketiminin en fazla yüzde 20’sini oluşturması gerektiği öngörülüyor.
Şekerli her türlü yiyecek ve içecek, buğday ve pirinç tahıl grubu besinler, fasulye, nohut ve mercimek gibi baklagiller ve şarküteri ürünlerinden uzak durmayı esas alan Atkins diyeti, 1970’li yılların başında oluşturulduktan sonra zaman içinde değişimler geçirdi. Yeni Atkins diyetinde daha fazla yüksek lifli sebzeler ve egzersiz yer alıyor. E tabi egzersiz deyince de baya bir diyet severlerin kaybına uğradı!
6) Çiğ Gıda (Raw Food) Diyeti
Çiğ gıda diyeti, pişirilen gıdaların doğal enzimlerinin yok olduğu ve besin değerlerinin azaldığı varsayımına dayanıyor. 1800’lü yıllardan beri var olan ancak son yıllarda popülerlik kazanan çiğ gıda diyetinde, çoğunlukla çiğ yiyecekleri tüketmenin insan sağlığı için ideal olduğu, kilo kaybı ve genel sağlık durumunda iyileşme gibi pek çok fayda sağladığı belirtiliyor. Vegan beslenmeye benzer şekilde, çiğ gıda diyeti çoğunlukla meyveler, sebzeler, kabuklu yemişler ve tohumlardan oluşuyor.
Çoğu çiğ gıda diyeti tamamen çiğ sebze ve meyve bazlı iken, bazı insanlar çiğ yumurta ve süt ürünlerini de çiğ gıda diyetinde tüketiyor; hatta nadiren görülse de çiğ balık ve eti de diyetine ekleyenler oluyor. Çiğ gıda diyetinde, vegan beslenmedeki gibi, zaten vücudun ihtiyacı olan tüm besinlerin alındığı düşünüldüğünden ek gıda takviyesi tercih edilmiyor.
Önerilen İçerik: Zayıflatan ve Formda Kalmanızı Sağlayan 3 Mucizevi Çay
7) Ketojenik Diyet
Ketojenik diyetin temeli karbonhidratları önemli ölçüde sınırlayıp, yağ ve protein tüketimini artırmaya dayanıyor. Böylece vücut, enerji sağlamak için yağ yakmak zorunda kalıyor. Savunduğu şey şu: %75 yağ, %20 protein ve sadece %5 karbonhidrat!4 gün içinde vücudun yağ yakmaya başladığı da kanıtlanmış. En büyük eksiği ise lif, vitamin ve minerallerden yoksun olması. Ketojenik diyet, aslında epilepsi başta olmak üzere bir takım sinirsel hastalıklar ve bazı kanser türleri için geliştirilmiş bir diyet. Herkesin uygulayabileceğine dair elde bilimsel bir veri ya da araştırma yok! Verilen kiloların kısa sürede geri alınması da bunun delili…
8) Karatay Diyeti
Prof. Dr. Canan Karatay’ın geliştirmiş olduğu Karatay Diyetinin ana mantığını anlamak zor değildir. Karatay Diyeti, insanoğlunun tarih sahnesinde var olduğu ilk zamanlardaki doğal ve işlenmemiş beslenme kültürünü bize kazandırmaya çalışan bir uygulama. Günümüz beslenme koşullarında, ticari olarak bize dayatılan ve endüstriyel anlamda hazırlanışı çok basit bazı zehirli maddeler besin diye önümüze koyuluyor.
Örnek olarak; şekeri ve hamuru bize öyle alıştırmışlar ki, tüm beslenme sistemimizin ana materyalleri bu ikisinden oluşuyor. Diğer besinleri sadece garnitür olarak tüketir hale geldik. Hâlbuki ticari anlamdan şeker; besinlerin bozulmasını önlüyor, rafine olmuş tahıl ise aslında göre çok daha uzun süre dayanıyor.
9) Asker Diyeti
Bu diyete “ordu diyeti” de deniyor. Hedef şu: 3 günlük asker diyeti ve kalori kısıtlamasıyla yürütülüyor ve diyet yapanlar günde 3 öğün, son derece küçük bir porsiyondan oluşan az kalorili bir menüyle besleniyor. Hedef, 3 gün içinde toplam 3700 kalori almak! İlk 3 günün ardından haftanın geri kalanında ise günde toplam 1500 kaloriden az almanız hedefleniyor.
Son derece sıkı bir listesi var, hangi öğünde neyi ne kadar yiyeceğiniz bile belirlenmiş ve listede tuzlu krakerden hamburgere kadar şaşırtıcı yiyecekler de yer alıyor. Sonuçlar olumlu, kilo verdiriyor ama bir yaşam tarzı ya da beslenme düzenini yerleştirmekten uzak. Üstelik “yiyin” dediği gıdalar lif, vitamin, mineral yoksunu. Bir haftada üç kilo vermeniz gerekiyorsa uygulayın ama aksi bedeninizin düzenini bozmaktan başka işe yaramaz.
Bu diyetler son dönemlerde kilo vermek isteyenlere umut olmuştur. Daha önceleri de moda olmuş pek çok diyet vardır ve şuanda adlarını bile hatırlamıyoruz. Burada sorun şu: Diyetlerin popüler olması! Birinin işine yaradıysa sizin de ona bel bağlamanız. Oysa bu diyetler sizi tek yönlü, yanlış, düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarına yöneltir, bunu unutmamak gerekir. Diyetler; kişinin biyokimyasal bulgularına, yaşına, boyuna, kilosuna, fiziksel aktivite düzeyine, beslenme alışkanlıklarına ve sosyo-ekonomik durumuna göre alması gereken kalori hesaplanarak hazırlanır. Bu nedenle diyet, kişiye özgüdür! Kendi bedeninizi tanıyın ve onun isteği doğrultusunda bireysel diyet yapın.
Önerilen İçerik: Zayıflamak İstiyorum Diyenler için Tok Tutan 10 Besin
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: