Kimse haksız değil bu devirde… Özür dilemek geçmişte kalan bir eylem oldu adeta…Kimsenin kimseye eyvallahı yok ve kusurlu olduklarını kabul etmek için bile harcayacak beyinsel enerjiden yoksun çoğunluk . O kişi sana kırıldı mı, tamam ne gerek var özür dilemeye sen her halükarda haklısın, zaten etraf arkadaştan da geçilmiyor. Sanal ortamlar da bunu körükledi, şimdi herkes herkesle bir tık’la anında arkadaş olma potansiyeline sahip. Herkeste kendini teşhir etme arzusu, yana yakıla namuslu ve düzgün bir ilişki aradığını söyleyen mayolu kaşar resimleriyle donatılmış sözümona arkadaşlık siteleri (nam-ı diğer veya gerçekten okuması gerektiği adıyla seks partneri arama siteleri) dururken ne gerek var gerçek dostluklara? Dostluk da aynı Atatürkçülük gibi içi sürekli yanlış şeylerle doldurulan bir kavram haline geldi ne yazık ki…
Dostluk paylaşımdır, arkadaşlıktan ötedir, her an bulunmaz, pazardan alınmaz ve insanın dostları bir elin parmaklarını geçmez. Ama sanal ortamlarda şimdi herkesin yüzlerle ifade edilen arkadaşları, muhtemelen de onlarla ifade edilen dostları veya hayranları var.Dedim ya kimsenin kimseye eyvallahı kalmamış artık. Herkes kendi haklılığına inandığı ve çevresindekilerin de ona inanır göründüğü minik dünyalarında yaşamaya başlamış.Bağdat Caddesinde bir mekana gidin ve hararetle konuşan bir kız veya erkek arkadaş topluluğuna bakın. Bilhassa da kızlara. Sanki bu konuda erkekler daha relax ve hatalı olduklarını kabul etmede daha yumuşak gibi görünüyor bana ama bunun da sebebinin dostluk gibi kutsal bir kavramı kolayca harcamamak gibi bir erdemden kaynaklanmadığını, sadece erkeklerin özellikle kadınlarla olan ilişkilerinde hatalı olduklarını kabul ettiklerinde kadından faydalanmaya devam ettikleri için hatalıyım demeye ve özür dilemeye daha meyilli olduklarını düşünüyorum ben. Bir de erkek “bad guy” ise bazen daha çekici olabilir, evet ben hatalıyım ben kötüyüm diyen erkeklerin peşinde dolanan kadınlar çok… Kötü niyetli miyim? Evet aynen öyleyim, 40 yaşıma kadar iyi niyetli kategorisinden katıldım hayata ve fazla da bir yararını görmedim bu saatten sonra da düşüncelerimi kısıtlayamıyorum çünkü bunlar gördüklerim ve duyduklarım benim… Ama gelelim bayanlara… Ben onu dedim o bunu dedi ama öyleydi böyleydi diye hararetle anlatan ve yanında mutlaka bir adet destekleyicisi bulunan kadın ve kızlara hayatın her sosyo-kültürel alanında rastlamaktayız. Ve mutlaka ki iki bayan hızlıca ve gülmeden birşey konuşuyorlarsa başka birini eleştiriyorlardır. Şikayet eden kişiye muhakkak yalnış yapılmıştır, o haksız olamaz. Özür dilemek söz konusu bile değildir.Hayatım boyunca bana yalnışı olanlardan (iş,aile,özel hayat fark etmez) doğru düzgün bir özür alamamış bir kişi olarak; ne zaman hatam olmuşsa ve karşımdaki de bundan gücendiğini bana hissettirmişse veya açıkça söylemişse her zaman özür dilemişimdir.
Pullarım da dökülmedi hiçbir zaman. Açık iletişimden yanayım ve tavır alma küsme bana göre değil. Önce sorunun kaynağına inilmeli ve iki kişiden biri “bir sorun mu var” diyebilmeli. Ama bunlar geride kaldı.Tıpkı sadakatin, iyiliğin, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğu gerçeğinin, uzun soluklu ilişkilerin ve uzun ömürlü evlilikleri geride kaldığı gibi…Şimdi 20 yıllık çocukluk kankan sana bir yanlış mı yaptı? Veya sen ona yanlış yaptın ve özür mü dilemen gerekiyor? Ne gerek var ki bu “dost” enflasyonunda? Aynen facebook’tan siler gibi sil gitsin. Yenileri aynen Migros siparişi gibi bir “tık”” ilerde nasılsa…