#denedim serisi ile, adı üstünde deneyeceğiz bakalım… okuyuverin gari ツ
Her ‘merhaba’nın içinde, bir ‘elveda’ saklıdır. Çünkü ‘zaman’ her daim haklıdır.
Ne zaman benden yana , ne de ben zamandan…
Sorgulamalar zaman zaman, zaman zaman hüzün, neşe kimi zaman.
Ellerimden uçurup içimde yakaladığım, biriktirdiğim zaman.
İşte o zaman; belki zamanın bir zamansız anında her şeyden uzakta.
O, her şeye Yakın’a adanırken her şey;
Birden dönse dönse de zaman, o akrebin yelkovanı ilk kovalamaya başladığı ana gitse.
Birden donsa zaman… Donsa da zaman karesini kesip oradan fezanın bilmem kaç güneş ışığı mesafesi zamanların arasına katsam.
Söyleyecek bütün sözlerini zamana haykırmış bir garip; zaman sussa da o anlatsa.
Ne siyah beyaz ne de eski sarı, kenarları aşınmış bir fotoğraf zamana kazıdığım.
Kazıdığım ruhumun silueti zamana ve gördüğüm sen karşımdaki aynada.
Resmettiğim ay ışığı değil, ‘Görülmeye Değer’in zaman duvarındaki yansıması engin sularda.
Sessizlikteki bu tanıdık bu bildik ses; kelimelerin değil söylenilen o ilk nağmenin asırların karşısındaki aksi sedası.
Başımı yukarı kaldırıp da gördüğüm yıldızlar, o yıldız değil.
Ve sen Sevgili…
Ve sen Leyla…
Ve sen Mecnun…
Ne sen Sevgili. Ne sen Leyla. Ne sen Mecnun…
Ne sen ‘sen’sin, ne ben ‘ben’.
Zamansız hesapların peşinden koşarken zaman aşımına uğrayan sen;
Kara delikler bile zamanla cedelleşip, zamansızlığa soyunurken zamanın kemirip ufalttığı sen;
İnsan…
İklim´in Dora´n