Yunus Emre Emerkol Hayatı

Herkese selam ben Yunus Emre Esmerkol bu yazı hayatımı anlatıyor

öncelikle eğer bu yazıyı okuyorsanız beni yani Yunus Emreyi merak etmişsinizdir.

eğer durum buysa heğinize teşşekür ederim.

ben 8 mart 2008 de manisanın turgutlu ilçesinde dünyaya geldim ve şuan 14 yaşındayım.

ve aktif olarak sosyal medyayla ilgileniyorum instagramır olarak baktığımızda daha çok vulogger gibi

görünüyorum ama durum bu deyil yaklaşık 5 yıldır youtubede oyun viedoları çekiyorum

çoğu kanalım çalındı hepside 10.000 abone üsttüydü neyse bunu geçelin beni üzüyor.

yaklaşık 4 yıldırda instagram facecebok twweter gibi platormlarda aktif olarak foto paylaşıyorum.

bu arada teknololi çocuğu gibi görünsemde aslında derslerim de hiç fena değil hep taktir aldım.

neyse durmassak ben kendimi övmeyi bırakamıyacağım.bakın ben bundan mutlu oluyorum sosyal medyadan 

bence sizde neyi seviyorsanız onu yapın.

yunus emre esmerkol sosyal medya hayatı (kısaca)                          (kimse sevmediğini yapmak zorunda değil)

geri kalanda ise hep örnek aldığım 

Yunus Emre, tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisidir. Hayatı hakkında çok az şey bilinen Yunus Emre?’nin, on üçüncü yüzyılın ikinci çeyreği ile on dördüncü yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı düşünülmektedir. Bazı araştırmacılar Sarıköy?’de yaşadığını, bazılarıysa Karamanlı olduğunu düşünür. Hacı Bektaş Veli?’nin bir eserine dayanarak Sarıköy?’de yaşadığı ihtimali daha güçlü görünmektedir. Ölümü 1320 olarak kabul edilen Yunus Emre’?nin seksen iki yaşında öldüğü söylenir. Buna göre doğum tarihi de 1238 yılına denk gelmektedir. Yunus Emre?’nin eserleri yaşamı hakkında bazı bilgiler içermektedir. Bütün bir Anadolu’?yu dolaştığı, Mevlana’?yı gördüğü eserlerinde geçen cümlelerden anlaşılmaktadır.

Yaşamı

Yunus Emre’nin yaşamı halk arasında şöyle anlatılmaktadır: Yunus Emre küçükken okula gitmiş ama alfabeyi bir türlü öğrenememiştir. Bunun üzerine okulu bırakıp köyünde çiftçilik yapmaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda kıtlık olur. Yunus da kıtlıktan etkilenir. Kırşehir’?e yakın Sulucakarahöyük’?te Hacı Bektaş Veli adlı biri olduğunu ve kapısına gelen ihtiyaç sahiplerini eli boş göndermediğini duyar. Bunun üzerine Hacı Bektaş Veli’?nin yanına gitmeye karar verir. Yolda giderken eli boş gitmemek için alıç toplar. Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına varır. Hacı Bektaş Veli, Yunus’?un samimi ve saygılı davranışlarından çok memnun kalır. Yunus’?un buğday için geldiğini öğrenince “?Sorun bakalım buğday mı ister, himmet mi?”? der. Bu sözleri duyan Yunus ?”Ben himmeti ne yapayım, karın doyurmaz ki, bana buğday gerek”? der. Buğdayını alan Yunus yola çıkar.

Yolda giderken buğdayı aldığına pişman olan Yunus, geri döner. Hacı Bektaş Veli?’nin huzuruna çıkar ve buğdayı istemediğini himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş Veli “?O söylediğin artık geçti biz o anahtarı Taptuk Emre?ye verdik”? der. Yunus, bunun üzerine Taptuk Emre’?yi bulmak için yola çıkar. Taptuk Emre?’yi bulur ve ona durumu anlatır. Taptuk Emre’?nin dervişi olur ve dergâha odun taşımakla görevlendirilir. Kırk yıl odun taşıdığı dergâha bir tek eğri odun getirmez. Sebebini soranlaraysa “?Bu kapıdan içeriye odunun eğrisi bile giremez”? der. Taptuk Emre kızını Yunus ile evlendirir ama Yunus şeyhinin kızına kendisini layık görmediği için kıza elini sürmez. Onun tek amacı erenler mertebesine ulaşmaktır. Yunus bir türlü erenler mertebesine ulaşamadığını düşünüp, üzülür ve Taptuk Emre?’nin yanından ayrılır.

Taptuk Emre’?den ayrı geçirdiği zaman içinde başından geçen bazı olaylar sonucunda Yunus istediği mertebeye ulaştığını anlar. Tekrar Taptuk Emre’?nin yanına döner ama Taptuk Emre’?ye mahcup olduğu için önce karısı ile görüşür. Şeyhinin kendini affetmesini ister. Kadın “?Bilirsin gözleri görmez, sen kapının eşiğine yat. O sabah namazına kalktığında ayağı sana dokunur. Bu kim diye bana sorar. Ben de Yunus, derim. Eğer hangi Yunus derse ses çıkarmadan çek git. Yok, eğer bizim Yunus mu derse, kalk şeyhinin eline sarıl” ?der. Kadının dediğini yapan Yunus şeyhinin ?”Bizim Yunus mu??” sorusu üzerine kalkar şeyhini ellerine sarılır. Bu olaydan sonra da Yunus’?un hayatını kaybettiği söylenir.

Fikrî ve edebî kişiliği

Yunus Emre sanat yaşamında halka, halkın dili ile hitap etmiştir. Yani Türkçe?yi çok güzel kullanmıştır. Öz Türkçe ile eserler vermiştir. Bu da Yunus’?un her zaman okunup anlaşılmasında önemli bir rol oynamıştır. Yunus’?un şiirleri tasavvuf ağırlıklıdır. Tasavvuf; ruhunu temiz tutmak, Allah sevgisini kalbinde yaşamak, Allah’?ı öylesine sevmektir ki cennet için değil, onun sevgisine erişebilmek için uğraş vermek, ömrünü bu yola adamak demektir. İşte Yunus şiirlerinde genellikle bu konuları işlemiştir. Onun hoşgörüsü de çok önemlidir. ?”Yaratılmışı hoş gördük, yaratandan ötürü”? diyebilecek olgunluktadır. Yunus Emre bir halk şairi değil halkın şairidir. Öylesine çok sevilmiştir ki Anadolu?’nun çeşitli yerlerinde adına anıt mezarlar yaptırılmıştır. Aruz ölçüsü ile de şiirler yazmıştır ama onun en güzel şiirleri hece ölçüsü ile yazdıklarıdır. Yunus Emre?’nin “Risalettü?n- Nushiyye” ve “Divan” olmak üzere iki eseri vardır. Eserlerine başka âşıkların eserleri karıştıysa da sonradan bunlar ayıklanmıştır.

yunus-esmerkol
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Kişisel Gelişimin Tanımı Nedir?
Sonraki
bir ihtimal daha var

bir ihtimal daha var

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.