Her mesleğin kendine özgü çağrıştırdığı bir özellik vardır. Örneğin, polis deyince güvenlik, avukat deyince adalet, öğretmen deyince eğitim aklımıza gelir. Buna mesleklerin varoluşsal nedeni diyebiliriz.
Asistanlık mesleğinin de birçok çağrışımı vardır, bunun nedeni ise çok yönlü oluşunda gizlidir. Yıllar içinde evrilen mesleğin çağrışımlarından birkaçı; yöneticinin sağ kolu, çözüm avcısı, iletişim mühendisi diyebiliriz. Buna karşın bir özelliği var ki mesleğin temelini yüzyıllar önce atmış ve özünü oluşturmuş.
Asistanlık mesleğinin temelinde “sekreter” kelimesi vardır. Şimdilerde pek tercih edilmese de, aslında bugün evrimine devam eden mesleğin temelini “sekreter” atmıştır. Ortaçağdan günümüze uzanan sekreter, Latince‘de “sır“, “giz” anlamına gelen “secretum“dan geliyor. Bu isim de gizli, özel anlamına gelen “sēcrētus” sıfatından geliyor. Ingilizcede “secret” da aynı kökten türemiştir. İşte o sırrı saklayan, “güvenilir kişiye “secretary” yani “sekreter” diyoruz.
“Sekreter“e alternatif olan Fransızca “asistan” kelimesi “destek” kavramıyla bütünleşerek günümüze uzanmış. Belki söylemesi daha güzel diye, belki mesleğin değişen yüzüyle daha uyumlu olduğu için sekreterin yerini asistan almış.
Yıllar içinde daktiloda mesajları jet hızlıyla yazması, hızlı not alma becerisi ile “Sekreter” yazı kavramıyla birlikte anılmış olsa da “gizliyi koruyan, sır saklayan” çağrışımının önüne hiçbir şey geçememiştir. “Sekreter” den “asistan”a en büyük miras, bunca değişimin içinde değişmeyen en önemli özellik de budur. Bu güçlü bir miras, asistanlık meslek etiğidir.
New York Times’da çıkan bir haber ile birkez daha yüzyıllık meslek mirasını düşünmeye başladım. Haberin başlığı şöyleydi; “Trump’ın Kişisel Asistanı Madeleine Westerhout İstifa Etti”. Devamında ise şöyle diyordu “İsminin açıklanmaması koşuluyla Beyaz Saray’daki personel sorunları hakkında konuşan bir kaynağa göre bu ani ve beklenmedik ayrılığın sebebi, Başkan Trump’ın Bedminster, New Jersey’de tatil yaptığı sırada Westerhout’un yakınlardaki otellerde kalan muhabirlerle kayıt dışı bir yemekte buluşarak katıldığı Oval Ofis operasyonları ve başkanın ailesi ile ilgili bilgiler paylaşmasıydı. Westerhout, Perşembe günü Başkan Trump’ın bu durumu öğrenmesinin ardından görevinden ayrıldı.”(Çeviri: Dijital Tercüme)
Bazen iş kazaları olur. En küçük detaylarına kadar dikkat ve özenle hazırladığınız bir etkinlikte gözden kaçırdığınız ufacık bir konu sizi zora sokabilir veya yanlış kişiye gönderilen e-posta sizi utandırabilir, yazım hatalarıyla dolu bir metni yoğunluk nedeniyle kontrol etmeden yöneticinizin masasına koyup, sonrasında sıkıntılı anlar yaşayabilirsiniz. İş kazaları nasıl bir asistan olduğunuzu değil, insan olduğunuzu gösterir.
Yöneticinin özelini ve iş sırlarını anlatmayı “hata” olarak sınıflandırmak doğru olmaz. İşiniz süresince gizli bilgileri koruyacağınıza sadece meslek etiğiniz ile değil çalıştığınız şirket ile imzaladığınız iş akdiyle de söz verirsiniz. Kurum veya şirketlerle imzaladığınız kontrat, işinizi bıraktığınız zaman sona erer.
Oysa yönetici ile asistanı arasında bazı ortak değerlerin üzerine inşa edilen önemli bir “partnerlik” vardır. Yöneticinizle hayat boyu sürecek bir anlaşmaya imza atarsınız. Bu anlaşmada yazılı kurallar yoktur. Meslek etiği ve kişisel markanız açısından yöneticinizin özel ve kişisel bilgilerini gizli tutacağınıza işi kabul ettiğiniz an söz vermiş olursunuz.
Bunu başarabilmek için birkaç konuyu akılda tutmak yeterli:
- Varsaymamak – Özel bilginin kiminle hangi koşullarda paylaşılabileceğini bilmek gerekir. En basit ev adresinden, eşinin, çocuklarının özel bilgileri, insan kaynakları departmanı tarafından sorgulanması muhtemel doktor raporları, e-devlet üzerinde sizin ulaşımınıza açık kişisel bilgiler, özel zamanlarında yaptığı görüşmeler, katıldığı davetler, tatil tercihleri, özel ilgileri yani her şey sadece sizinle yöneticinizin arasındadır. Bu ve buna benzer özel ve kişisel bilgilerin paylaşılması sadece yöneticinizin bilgi ve onayı ile gerçekleşebilir. Bu bilgilerin paylaşımı konusunda, daha önce paylaşmanıza izin verilmesinden yola çıkarak varsayımda bulunmamak ve yöneticinize sorup iznini almanız yeterli olacaktır.
- Sosyal ilişkiler ve mesafe – Şirket içinde veya dışında kurduğunuz sosyal ilişkiler sizin en doğal hakkınızdır ve gizliyi, saklıyı koruma ilkesini yok saydığınız anlamına gelmez. Önemli olan, ilişkilerinize yöneticiniz ile yaptığınız çalışmaları sohbet konusu yapmamanız ve kırmızı çizgilerinizi doğru mesafeye konumlandırmanızdır.
- Çatışma ve aksiyon – Yöneticinizle değer çatışması yaşadığınız durumda, alacağınız tek aksiyon bu çatışmayı yöneticiniz ile çözmeniz olacaktır. Yöneticinizle çözemediğiniz bir çatışmayı üçüncü şahıslarla çözemeyeceğiniz gibi bu dedikodudan öteye gitmeyecek bir girişim olacaktır.
Trump’ın eski asistanı Madeleine Westerhout bu yılın Ağustos ayında yayınlanacak “Kayıt dışı” adında bir kitap hazırlığı yapıyor. “Beyaz Saray’daki Rüya İşimi Kaybettikten Sonra Parçaları Toplamak” dediği kitabın tanıtımında, işini kaybetmesine sebep olan hatasını ve Oval Ofis’te öğrendiği hayat derslerini anlatacak. Merakla bekliyoruz.
Menekşe Ahbab