Hayat olağan akışının dışına çıksa da ara ara taviz vermeden akmaya devam ediyor. Ne bir anı ne bir günü tutabiliyoruz ellerimizde. Günlük kaygılarımız, travmalarımız, planlarımız, hayallerimiz hep bir şekilde devam ediyor. İnsan en çok mutlu olduğu anda çocukluğuna gidiyor en çok da mutlu olduğumuz insanın yanında çocuk oluyoruz. Şımarıyoruz, saçmalıyoruz, küçük bir kız çocuğu gibi bakıyoruz etrafa. Öyle umutlu öyle kırılgan. çocukluğumuzda büyüklerimizden dinlediğimiz hikayeleri unutmuyoruz. Hep bir efsane gibi kafamızın arkasında dolaşıyor. İş yerinde, bir sohbet esnasında hep içimizde bir yerde gülümsüyor bize o küçük çocuk. Hep yanımızda başarılarımızda gururla duruyor adeta. Savunmasız anımızda sırtımızı sıvazlıyor. Çocukluk hep masum, çocukluk hep savunmasız. Dünya üzerinde milyarlarca çocuk yaralı bütün insanlık aşağılık egolarının altında ölü. Çocuklar var oyuncak bilmeyen, çocuklar var yüzü hiç gülmeyen. Küçücük bedeninde dünyanın pisliğini taşıyamayan çocuklar var. Bazıları yanımızda sokağımızda, binamızda. bazıları dünyanın öteki ucunda. Öyle mahzun öyle yaralı.
Çocuğuna istediği oyuncağı alamadığı için intihar eden babanın çocuğu olun bu gece, kardeşleri aç olduğu için ağlarken yorgun argın çalışmaya çalışan çocuk olun. Duyun ağlama seslerini bu gece kulaklarınız yansın. Sırtınızı dönmeyin bu gece. Bir kenar mahalle kahvehanesinden gelen seslerle kaldırımda oturan çocuk olun bu gece. Bedeni ile işçilik yapmak zorunda kalan çocuk olun. Yaralı kalbinizle uyuyun bu gece. Çocukluğunuza gidin. En çok nerede durdunuz nerde ağladınız hangi mahallede kan ter içinde sokağın başında top kovaladınız? Çocukluğunuzda nereden aldınız yarayı? Kim tekmeledi karnınızdan? Nereden kaçtınız? Bu gece oraya dönün. Dönün ve yüzleşin. Kırıldığınız her şeyi hatırlayın ve bir söz verin. Ben nefes aldıkça çevremdeki her çocuğun yaralarını saracağım. Zehir değil şifa olacağım. Bazen bir tebessümle. Bazen bir doğum günü pastasıyla. Doğum gününde annesinden pasta isteyip alamadığında sesini çıkarmayan o çocukları unutmayın. Unutturmayın. Aynı mahallede aç yatan ile havuzunu aydınlatan insanların olmasına izin veren sistemi unutmayın. O sistemi cazip görüp o dünyada filler gibi koşarken küçük çocukları ezmeyin. Ezdirmeyin. O küçük çocuklar da büyür bir gün unutmayın.