Oldukça uzun zaman olmuş buraya yazmayalı.Daha önceki yazımda bahsettiğim pembe defterin sayfalarını sevgiyle parçaladım ve içinde yazan herkesi ve her olayı affetmeye karar verdim.Bunu yaptıktan sonra bir anda hayatımda mucizeler mi oldu? Tabiki hayır.Hatta yazmaya da devam ettim.Telefonumun notlar kısmına,küçük not kağıtlarına,nereyi bulursam yine yazdım.Pandemi sayesinde yalnızlaşan bütün insanoğlu gibi ben de duygularımı içimde yaşamayı öğrendim.Bu sebeple yazmayı bırakmadım.Bu sayede kelimeler dilimden değil,elimden dökülüyordu ve asla pişmanlık duymuyordum.Dertleşmek,sanki o an büyük bir iştahla iki tabak yemek yemek ve sonrasında duyulan derin vicdan azabı gibiydi.O güzel yemek gibi,insanlar da neyin var diyerek yaklaşıyor ve sonraki dökülmede uykularımı kaçırıyordu.İşte bunu artık yapmıyorum ve kendime engel olmanın mutluluğu içerisindeyim.Çok ama çok klişe olacak ama o kadar doğru olan bir cümle var ki.”Sen değişirsen,dünyan değişir”.Bu geçen sürede bunu iliklerime kadar yaşadım.Bir kaç gün sonra 20 li yaşlarımı noktalayacağım.Elveda hatalarım,zaaflarım,çıkışlarım,melankolik yanlarım,pişmanlıklarım,korkularım ve daha bir sürü şey.Asla pişman değilim yine olsa yine öyle davranırdım.Ama ben artık farklı bir kafada farklı duygulara yelken açıyorum ve kendimi çok seviyorum:)
Yine, yeni, yeniden
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum