İnsanlar duygu ve hislerini birçok şekilde ifade eder. Kimisi yazıya döker, kimisi şiire, kimisi şarkılara döker, kimisi resimlere ve tablolara. Tablolar ne çok şey anlatır insanlara, herkesin anlayışı farklıdır. Ressam ne çok şey anlatmak ister tablosunda anlaşılması güç olsa da. Bunu dememin sebebi birçok ressamın tablolarının henüz hayattayken anlaşılmaması ve değerlenmemesi.
Özgürlüğe olan özlem, ölüme olan yakınlık, yıldızların ve gecenin ahengi, içindekileri hayal gücüyle aktarmak. Hepsi bir tabloda, Yıldızlı Gece (Vincent Van Gogh). Ressam eserini ortaya koyuyor fakat anlaşılması için şahsen ya ressamın hayatı hakkında bilgi sahibi olmak ya da tablolara perspektif yaklaşabilmek gerek .
Daha önceleri bu tabloya baktığımda bana pek bir şey ifade etmiyordu, ressam hakkında, ressamın hayatı hakkında bilgim yoktu. Sadece göz zevkime hitap ediyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Ama bir gün tesadüfen bir şeyler öğrendim tablo hakkında sonra ressamın hayatını araştırdım ufak çaplı ve bir anda anlamlaştı benim için tablo.
Van Gogh 37 yaşında intihar ederek hayatına son veren bir ressamdır. Hayatının son yıllarını ise bir akıl hastanesinde geçirmiş. Ve bu tabloyu o yıllarda çizmiş. Hatta birçok tablosunu yaşamının son yıllarında çizmiş. Anlaşılmaya çalışmış belli ki, anlatmaya çalışmış bir şeyleri ama başında dediğim gibi anlaşılmak güç. Daha küçüklüğünden itibaren başlamış bu resim sevgisi Vincent Van’da. Londra’ya gönderildikten sonra bunalım ve kasvet başlamış içinde. Ruhen ve bedenen hastalıklarla uğraşmış bir dönem, kardeşi Thoe maddi destekte bulunmuş mektuplaşmışlar uzun süre. Akıl hastanesinde yattığı dönemde kaldığı odanın penceresinde ki bir manzarayı resmetmiş Yıldızlı Gece’de. Kaldığı akıl hastanesinin fotoğraflarına bakıldığına bir takım detaylar fark edilmiş. Hastanenin camları demir parmaklıklarla çevrili fakat tabloda parmaklık yok. Belki de Van Gogh resmi çizerken özgürlüğe olan özlemini anlatmaya çalıştı bu detayla. Çektiği özlemi döktü elleriyle ama kimse fark edemedi bunu. Bu detay Van Gogh hayatını sonlandırdıktan yıllar sonra fark edilmiş ve bu şekilde yorumlanmış yaşadığı sürede kimse anlamamış detayı. Anlaşılmadığını düşünüyorum çünkü Van Gogh yaşamı boyunca sadece iki tablosunu satabilmiş.
Bir diğer fark edilen detaysa kavak ağacı. Çizdiğini söyledikleri manzara da bir kavak ağacı yokmuş. Kavak ağaçlarının en çok mezarlıklarda olması belki ölümün ona yakın olduğunu hissetmesinden, belki de çizerken intihar düşüncesi bulunduğundan böyle bir detaya yer vermiştir. Ressamın eser hakkında görüşleri kardeşine yazdığı iki mektuptan ulaşılabilmekteymiş, ne kadar az bilgiye sahibiz yani. Ne düşünerek, hangi duygularla çizdiğini asla bilemeyiz. Aslında neyi aktarmak istediğini biz sadece kendi yorumlarımızla tahminlerde bulunabiliyoruz. Detayları fark etmeye çalışıyor o duyguları hissetmeye çalışıyoruz.
Yıldızlar, güneş, ay, gece gerçekten olan hususlar fakat tablodaki geriye kalan her detay manzaradan bağımsız belirtilen detaylar kavak ağacı ve parmaklıkların olmayışı gibi, bir diğer detay ise tablodaki kilise. Manzarada bir kilise de yok fakat Van Gogh tabloda bir kilise de belirtmiş. Van Gogh un babası bir rahipmiş, bu da küçüklüğünden berri dini değerlerle büyümüş olduğunu gösterir. Van Gogh dini inancı yoğun olan birisiymiş. Buda tabloya kilise eklemesini açıklıyor gibi.
Manzaraya kıyasla tabloda gökyüzüne daha çok yer vermiş. Manzarada bulunan köye değil de gökyüzüne odaklanmış tabloda. Gökyüzünün ahengine kapılmış ruhunu yansıtmış sanki. Gökyüzündeki hava akımlarını tabloya yansıtması tablonun asıl en önemli özelliği ve en önemli detayı benim için. Zira gerçekleşen hava akımları gözle görülmesi neredeyse imkansızdır fakat Van Gogh un bunu o dönemde tabloya aktarması gerçekten de çok ilginç bir detay değil mi sizce de?
Van Gogh un 2100 kadar eseri var. Kim bilir her birinde ne detaylar ne duygular var, hepsini anlamak neredeyse imkansız gibi. Van Gogh un hayatını yitirdikten sonra değerlenmesi ve anlaşılmaya çalışılması ne üzücü. O dönem ne kadar çok anlaşılmaya çalıştı belki de. Birileri tablolarından bakarak anlasın istedi onu belki de. Van Gogh’un ölümünün intihar mı, cinayet mi olduğu konusunda şüpheler bulunmasıyla kesin bir sonuca varılamamasına rağmen ben intihar olduğu tarafındayım ki yazının başından itibaren intihar ettiğinden bahsettim. Nasıl öldü, neler yaşadı neler hissetti bilinmez ama dünyaya güzel eserler bırakmış değerli bir ressam olduğu bariz açıktır.