Mark zuckerberg gelecekte tanrılaşacak!
Kim bilir belki bizim de tanrımız olur. Bizi yeniden diriltir. Ama çocuklarımız ve torunlarımız gibi mükemmel bir şekilde olmayacağız. Çünkü biz sosyal medyanın ilk kullanıcılarıyız. Sosyal medyadaki evrimin başlangıcıyız. Sosyal medyanın homo sapiensleriyiz.
Mark zuckerberg tanrılaşacak dedim peki nasıl ? Sosyal medyanın yaratıcısı olduğu için.
Sosyal medya ilk çıkışından bu yana inanılmaz bir hızla gelişiyor. Daha önce bu kadar hızlı bir şekilde gelişen ve evrilen bir şey olmuş mudur acaba ? Tarih boyunca evrimsel süreç çok yavaş bir şekilde ilerlemiştir. Sadece kritik zamanlarda hızlanmıştır. Biz de inanılmaz kritik bir zaman diliminde yaşıyoruz. Sanayi devrinin son kuşağı teknoloji çağının ilk kuşağıydık.
Şimdi ise teknoloji çağını kapatıp yeni bir çağı başlattık. Sanal dünya çağını başlattık.
Sanal dünyaya yaşam tohumlarımızı attık. Tohumlarımız gelecekte yeşerecek ve canlanacaktır.
Konuya girecek olursam; artık hemen hemen herkesin bir sosyal medya hesabı var. Hergün milyonlarca insan milyonlarca verisini sosyal medyaya aktarıyor. Sistem tüm verileri alıp, sınıflandırıp kaydediyor.
Hergün fotolarımızı, videolarımızı, sevdiğimiz şeyleri, okuduklarımızı, düşüncelerimizi, sevmediğimiz şeyleri sosyal medyaya aktarıyoruz. Arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Kimliğimizi, bilgilerimizi ve hakkımızdaki çoğu şeyi sosyal medyaya kaydediyoruz. Sistem kendisine sunduğumuz tüm bu verilerden yararlanarak sistemli bir şekilde bir avatarımızı oluşturuyor.
Sosyal medyaya aktardığımız bilgi ne kadar fazla olursa avatarımız da o kadar gelişkin ve bize benzer olacaktır.
Gelecekte bu avatarlar canlandırılacak ve gelecek nesil kendini doğrudan sosyal medya yaşam formuna atacaktır. Kimi avatarlar direkt sosyal medya yaşam formunda yani facebook dünyasında dünyaya gelecektir. İnsanlar facebookta üreyeceklerdir.
Facebook dünyasında yani sosyal medya yaşam formunda sakatlık, ölüm, dert, sıkıntı ve can sıkıcı kurallar olmayacaktır. İnsanların bir nevi yapay cenneti olacaktır. Bu cennetin kaynağı olan makine dünya veya başka bir gezegende bulunacak insanlar elektronik ortamda hayatlarını sürdüreceklerdir.
Biz insanlar nasıl ki bir tanrının yarattığı dünyada yaşayan karakterler isek yani simülasyonu isek biz de tanrısal yeteneklerimizi kullanarak kendimize yeni bir yaşam formu yaratacağız. Bilgisayar oyunları yaratarak bu özelliğimizi kanıtlıyoruz. Günümüzde artık çok gelişmiş oyunlar yaratıyoruz. Oyun karakterlerinin yaşayabileceği bir dünya yaratıyoruz, karaktere bilinç ve zeka yüklüyoruz.
Artık 20-30 boyutlu oyunlar dahi yaratabilecek seviyeye geldik. Kendimizi tamamen içinde hissettiğimiz bu oyunları yaratabiliyorsak elbette ki
Kendimizi tamamen içine aktarabileceğimiz bir bilgisayar dünyası da yaratabiliriz