Türkiye 2023 yılında tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidecek. 2023 yılı kesin değil, her an baskın veya erken seçim olma ihtimali de yüksek. Ancak zamanı ne olursa olsun önümüzdeki genel seçimlerin kader niteliğinde olabileceğini söyleyebilirim. 20 senedir katıldığı her seçimi kazanan bir Erdoğan var Cumhurbaşkanlığı koltuğunda. İyisiyle kötüsüyle geçen 20 yılın ardından, ilk kez muhalefet bu kadar hırslı ve güçlü diyebiliriz. Geçmişte yanlış aday ve yanlış politika kurbanı olan muhalefet, bu kez işini şansa bırakmak istemiyor. Bu sebepten ötürü 2 yıl sonra gözüken seçimler için aday belirleme çalışmalarına başlandı. Kamuoyu yoklamaları sürekli olarak devam ediyor. İl, ilçe başkanlıkları bütün muhalif partilerde araştırmalarına devam ediyorlar. Ortak aday konusu gündeme gelse de daha kesin bir durum ortada bulunmuyor. Kamuoyunda İmamoğlu, Yavaş, Kılıçdaroğlu isimleri ön plana çıksa da artık bu siyasi anlayışın ve aday kriterlerinin değişmesi gerekiyor. Artık Türkiye’nin en üst makamında bulunacak kişinin kısır siyasi tartışma ve kaos ortamına girmeden bu ülkeye hizmet etmesi gerekiyor. Bu hizmeti edebilecek kişinin de bu siyasi gündemden uzak, vizyonist, teknokrat biri olması gerekiyor. İşte karşınızda benim anlayışıma göre muhalefetin göstermesi gereken aday profili ve uygun isimler…
Türk siyasi şablonu kaos ve tartışma üzerine kurulu bir yapı. Racon kesenin daha çok oy aldığı, hakaret edenin sevildiği, yalan söyleyenin alkışlandığı… Yıllardır hem iktidarıyla hem muhalefetiyle süregelen bu kısır yapının değişmesi günümüzde şart gözüküyor. Bir Cumhurbaşkanı’nın kucaklayıcı olması gerekir. Tüm ülkeye eşit yaklaşacak, partisiz olacak, siyasi tartışmalara girmeden görevini yerine getirecek bir Cumhurbaşkanı bu ülkenin kurtuluş reçetesidir. Bu sebepten dolayı Türkiye’nin önümüzdeki döneminde Cumhurbaşkanı fiili siyasi görevini bırakmalıdır. Partisiz Cumhurbaşkanlığı bulunmalıdır. Cumhurbaşkanı makamı, bürokratik bir yapıda olup sahip olduğu yürütme görevlerini yerine getirmelidir. Ülkenin tamamını temsil etmelidir. Partili olan, her gün muhalefete sataşan bir Cumhurbaşkanına kimse saygı duymuyor ve duymayacaktır. Siyasi tartışmaları iktidar-muhalefet genel başkanları yürütürken, Cumhurbaşkanı özerk ve tarafsız şekilde toplumun sorunları ile ilgilenmelidir.
Bu sebepten dolayı Türkiye’de artık Cumhurbaşkanı adaylığı için siyaset eskisi adaylar yerine, kendi işinde uzman ve nitelikli kişiler düşünülmelidir. Öncede herhangi bir siyasi tartışmanın içerisinde bulunmamış ve toplumun tamamını kapsayabilecek bir aday muhalefet için daha uygun olmalıdır. Erdoğan’ı şaşkına çevirecek, iktidar taraftarlarının yalan ve iftiralarla saldırmasını engelleyecek siyasi kariyeri olmamış ama eğitimi, vizyonu ve niteliği çok yüksek olan bir adayın Cumhurbaşkanı seçilme ihtimali çok yüksek olacaktır. Nasıl ki İmamoğlu tanınmadan aday olup, kendisine muhalefet yapılma şansını kısıtladıysa, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı strateji uygulanmalıdır. Peki saydığımız tarz ve niteliklere sahip Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kimler vardır? Kimler sürpriz olarak muhalefetin adayı olup Cumhurbaşkanı olabilir? İşte 3 tane önemli seçenek:
-Ercan Kesal ( Doktor,Oyuncu, Yazar): 61 yaşında ki Ercan Kesal baştan aşağı bir vizyon. Başarılı eğitim hayatının ardından doktor olan Kesal, hayallerinin peşinden giderek 45 yaşından sonra oyunculuğa atılıyor. Sinema-televizyon dünyasına çok çabuk ısınan Kesal gösterdiği performans ile göz dolduruyor. Özellike ‘Bir Zamanlar Anadolu’ filmi ile Cannes film festivalinde ödül alarak başarılarına başarı katıyor. Hayata bakışı, sakinliği ve alçak gönüllülüğü ile tam bir kalp kazanma ustası Kesal. Hitabet yeteneği ile göz dolduruyor Ercan Kesal. Eğitim seviyesi, vizyonu ve başarıları Ercan Kesal’ın Cumhurbaşkanlığı görevine laik olduğunu gösteriyor. Ayrım yapmadan hayatta herkesi kucaklamayı yeğleyen Kesal, kendisine muhaliflerin bile oyunu alarak seçimi kazanabilecek potansiyelde. Bu ülkeye artık bir sanat adamı lazım ve bu adam Ercan Kesal olabilir…
-Fazıl Say (Piyanist, Yazar) : 1994’te Genç Konser Solistleri Avrupa yarışmasında birincilik kazanan Say, 1995’te New York’ta yapılan kıtalararası yarışmanın da birincisi olarak konser kariyerine başladı. Öte yandan oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano eserleri, şan ve piyano için şarkı bestelemeye başladı. Bu eserler arasında Nazım ve Metin Altıok Ağıtı başlıklı oratoryolar, 4 piyano konçertosu, Zürih Üniversitesi’nin siparişi üzerine Albert Einstein’ın anısına yazdığı orkestra eseri, Wolfgang Amadeus Mozart’ın 250. doğum yılında Viyana’daki kutlama komitesinin siparişi dolayısıyla bestelenen Patara adlı bale müziği vardı. 2008’de Avrupa Birliği tarafından “Kültür Elçisi” unvanıyla görevlendirildi. Sanatçı ruhu, vizyonu ve eğitimiyle Fazıl Say’da bu ülkeye yeni bir siyasi vizyon katacaktır. Günlük hayatta muhalif görüşleri ile de ön plana çıktığı için, muhalefetin sürpriz olarak koyabileceği bir aday Fazıl Say…
-Cem Seymen (Ekonomist,Tv programcısı) : 18. dönem Nevşehir Milletvekili Cemal Seymen’in oğlu olan Cem Seymen Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Ürgüp’te, liseyi ise İstanbul’da bitirip Bilkent Üniversitesi’nde turizm işletmeciliği bölümünde eğitimine devam etmiştir. Bir süre turizm sektöründe faaliyet gösteren Cem Seymen, ardından eğitim için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmiştir. 1993-1999 yılları arasında New York kentinde yaşamıştır. ABC, CBS ve NBC televizyonlarında meslek seminerlerine katılmıştır. Amerika’daki eğitimini tamamladıktan sonra BRT televizyonunda ekonomi muhabiri olarak görev yapmış ve Hayatın Renkleri adlı programı sunmuştur. Seymen gazetecilik mesleği de yapmaktadır. Ayrıca tekrar üniversite sınavlarına girerek Beykent Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü burslu olarak kazanmıştır. Eğitim seviyesi yüksek, vizyonu geniş ve taraflı tarafsız herkesin gönlünü kazanabilecek potansiyele sahip Seymen, yeni siyasi düzenin Cumhurbaşkanlığı için ideal adaylardan biri olarak göze çarpıyor…
