Yüreğinin derinliklerinden gelen ve içine sinen, aklının ve mantığının kabul ettiği her şeyi yazıya, söze, yaratıma dökmek, şekillendirmek, meydana çıkarmak bir ibadettir. Söz konusu dünya, insan, tabiat, canlılık ve can ise.
Sanatın parlamaya başlar o vakit. Yeter ki sen onları aşkın nefesi ile süsle. Yeter ki sen onları dost yüreğin ile donat ve sevgin ile beze.
Çünkü yürekten gelenlerin her birisi senin kapı anahtarındır. Onlar boşa verilmez insana.
Kapıları bulmak da senin işin. Anahtarı elinde olana kapı çoktur. Açmasını bilene verilir anahtar. Onları kullan.
O kapılardan geçince, yeni sayfalar yazılır kaderine. Durma öyleyse.
Bugün sayfana ne yazdın?
Yoksa hala o ne yaptı bu ne dedi ile mi vakit geçirmektesin.
Boşa geçen zamanlar, uzay-zaman boşluğunda bir anlam ifade etmezler. Uzay-zaman vakit öldürenleri öğütür. Bir sonraki yaşamın senin felaketin olur.
Şimdiden belirle geleceğini.
Bugün gelecek için ne yaptın?
Gelecekte yaptıklarını bugünde nasıl değerlendirdin?
Senin hayatın diğer canlılardan daha mı kıymetli? Haydi ispatla öyleyse!
Kendi Yaşamının çok değerli olduğunu ispatla!
Bugün kader için ne yaptın?
Bugün gelecek için ne yaptın?
Bugün gelecekteki kendin için, ufuktaki sen için neler planladın ve icraata koydun?
Kim bu soruyu kendine cevaplayabilecek?