Okumak; benim için bir tutku, bir yaşam biçimi veya oksijen kaynağı… Nefes almadan nasıl yaşayamıyorsak, ben de kitaplarım olmadan yaşayamıyorum. Onlar olmadan kendimi yapayalnız hissediyorum. Nefesim kesiliyor. Kitaplar sayesinde çok fazla insan çok fazla mekan gördüm. Kitap okumak, bir nevi oturduğunuz yerden seyahat etmektir. Kolay, ucuz ve konforlu bir yolculuk. Şu bir yıl içerisinde okuduğum kitaplar ben de büyük bir etki yarattı. İnsanlara ve içinde bulunduğumuz topluma karşı bakış açım değişti. Bir kere empati yapmayı öğrendim. Sonra bir olaya yaklaşırken tek taraflı bakmamayı öğrendim. Tek bir nedene göre değil birçok nedene göre değerlendirebilmeyi öğrendim. Kitap okumak; benim için yemek yemek ve su içmek gibi temel bir ihtiyaçdır. Mesela dışarı çıktığımda çantama koyduğum birincil eşyalardan biridir. Asla kitabım olmadan bir yere gitmem. okumasam da mutlaka yanımda dursun isterim. Hayatta herkesin öncelikleri vardır. hayatının bir parçası olmuş ondan başka gözü hiçbir şey görmeyen şeyler. Bu kimileri için bir araba kimileri için ise kıymetli mücevherler…
Ben herkesin kitap okumasını isterim. herkesin bu zevki tatmasını isterim. Çoğu insanlar kitap okumamak için çeşitli bahaneler üretiyorlar. Örneğin “çok yoğunum, işim başımdan aşkın veya çok yorgunum” gibi sözler söylüyorlar. Ya da en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. “Ertelemek” Hafta içi bitsin hafta sonu mutlaka okurum. veya şu işleri halledeyim mutlaka okuyacağım gibi çeşitli bahaneler. Ama nedense o vakit bir türlü gelmiyor. Kitap okumak, boş vakitlerde yapılacak bir hobi değildir. Kitap okumak, yaşamın bir parçasıdır. Hayatın yoğun temposunda kaybolan insanların bir an için huzura kavuştuklarını ve zihinlerini boşaltıkları bir vakittir. Bu nedenle kitaplar size gelmez. Siz kitaplara gideceksiniz. Hatta koşacaksınız. Telofonunuza veya televizyona bakmak yerine alın bir kitap kendi filminizi kendiniz yaratın. Dinlenmenin en iyi yolu kitap okumaktır. hem bedeniniz hem de ruhunuz dinlenir. Geçenlerde okuduğum bir alıntıyı paylaşmak istiyorum: “ Boş zamanlarında kitap okuma, kitap okumak için boş zaman ayır…” (Fatih Aydemir, Ey Aşk! Bizi Affet) Her akşam, her sabah, her pazar veya yaşamınızın bir gününde bir saat veya daha fazla kendinizi dış dünyadan soyutlayın ve kitaplarınıza gömülün. İşte o an hayata başka bir pencereden bakarsınız. Bu hayatın sizin için ne kadar değerli olduğunu anlarsınız. Yaşamanın… insanca yaşamanın farkına varırsınız. Zamanın gelip geçici bir döngü olduğunu bir gün bitebileceğini; gülmenin, eğlenmenin ve hayatı doyasıya yaşamanın ne kadar değerli bir şey olduğunu anlarsınız. İş ve okul yaşamınızda daha pozitif ve iyimser olabilirsiniz. Bunun sonucunda iş potansiyeliniz ve başarınız artacaktır.
Bazen öyle bir zaman gelir ki sadece bedeniniz değil ruhunuzun da dinlenmeye rahatlamaya ihtiyacı vardır. Bunun en basit yolu da kitap okumaktır. Sizden ricam lütfen kitap okumayı ertelemeyin okuyun. Haydi! şimdi elimizdeki telefonları bırakalım. Sosyal medyaya kısa süreliğine ara verelim ve kitaplıktan bir kitap alıp okuyalım. Aşağıya ben de en fazla etki bırakan ve her okuduğumda farklı duygular hissettiğim kitapları bırakıyorum. Okumayı sakın ihmal etmeyin.
İyi okumalar…
Jose Saramago, Körlük
Sebahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan ve Kuyucaklı Yusuf
Ayşe Kulin, Köprü ve Tek ve Tek Başına Türkan
Yaşar Kemal, İnce Memed
Khalid Hosseine, Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş
Oliver Sacks, Karısını Şapka Sanan Adam
Zülfü Livaneli, Huzursuzluk