Durup düşünüyorum da bir süredir, geçirdiğimiz zaman konusunda fazla takılmaya başlamışız “zamanımızı verimli kullanmaya” olabildiğince yararlı şey sıkıştırmaya, çok şey yapmaya , to do list e uyduruk maddeler ekleyip tik atmaya, daha çok şey yapmaya, falan filan.Sahiden önemli olan günü birçok yaparak “dolu”geçirmeye çalışmak mı?Makine miyiz biz?Çocukken en anlamsız oyunlarla günü bitirirken aldığımız keyif, verdiği huzur çok daha doyurucu değil miydi?Kendini geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek elbette keyif verir insanın doğasından gelir zaten yeni şeyler öğrenme merakı mutlu eder çünkü ama durmadan kendimize fazlaca yüklenmek çok şey yapayım derken aslında dolu kafayla yatağa girmek asıl bu zamanı yok yere harcamak değil midir?
Durup şöyle bir sakinleşmeye, doya doya gökyüzüne bakmaya,sevdiğin bir insanla uzun uzun vakit geçirmeye, bazen susmaya, bazen kendimizi dinlemeye, bir şey yerken veya içerken aldığı keyife odaklanmaya, “an”da var olabilmeye daha fazla ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum.
Yaşadığımızın,aldığımız nefesin,şu an içinde bulunduğumuz ortamın(aile,eş),kaç yaşında olduğumuzun ve yaşımızın tadını çıkarmanın, an da olmanın keyfine varabileceğimiz zamanlara…