Birini kaybettiğiniz zaman içinizden, kalbinizden, ruhunuzdan neleri kopardığını hatırlıyor musunuz? Unutmak kolay olmuyor ki dediğinizi duyar gibiyim, ama insanız. Tamamen unutmasak bile bir süre sonra zaman zaman hatırlayacağımız anlara, anılara dönüşüyor bütün bu kayıplar. Yaşattığı acı ve eksiklik azalmasada. Kayıp benim için sadece ölümden ibaret değil, emek verdiğiniz her duygunun, her insanın sizin isteğiniz veya isteğiniz dışında hayatınızdan çıkma durumu olduğuna inanıyorum. Ve her insan hayatının bir çok noktasında bu kayıpları yaşıyor çünkü hayatın düzeni buymuş. Bunu anlamam bir yirmi senemi alsa da bu düzene bir şekilde ayak uydurmam gerektiğini farkettim çünkü bazı gerçeklere isyan edip, güçlü durmaya çalışmanın size hiçbir faydası olmadığını hayat benim kafama kazıya kazıya öğretti. Hayatımda ilk defa çok sevdiğim bir kaç kişiyi kaybettim bu sene. Birinin gidişi ile çocukluğuma, birinin gidişiyle aşkıma, diğerlerinin gidişi ile de arkadaşlıklarıma veda etmek zorunda kaldım. Aslında çok uzun zamandır şu soruyu soruyorum kendime ‘veda etmek zorunda mıydım?’. Hala bir cevap bulamasamda, kendimce her kaybedişin hayatımda yeni başlangıçlara sebebiyet verdiğine inanıyorum. Yaşamam gereken duygular var herkesin olduğu gibi ama bu kaybedişlerin acısı hala bir köşede dururken insan nasıl eksik hissetmeden yeni duygulara kapı açabilir? Aslında kırılma noktası tam da bu sorunun içinde. Asıl mesele o duyguların bir köşede durması. Bunun birçok sebebi olabilir: dolu olduğunuz insana içini dökememiş olmanız, sizi anlayabilecek birinin olmadığını düşünmeniz, yaşadığınız şeyleri birine anlatıp yaşadıklarınızı kirletmemek istemiş olabilirsiniz veya o kaybın yasını tutmak, kabullenmek istememişsinizdir. Ama insan o yası tutmayıp, ayrılığı kabullenmediği her anın acısını sonrasında daha çok yaşamak zorunda kalıyor. Mutlu olduğunuz, gülümsediğiniz yada hayatınıza yeni biri girdiği zaman. Tutmak istemediğiniz her yas, kabullenmek istemediğiniz her kayıp sizi başlangıca götürüyor. Kısacası kendi kendinizle hep sıfırda kalıyorsunuz. Eğer fırsatınız varsa karşınızdaki insan kırgınlıklarınızın sebebini anlamayacak bile olsa içinizdekileri dökün. Dökün ki yük olmasın kalbinizde. Bunu tercih etmediyseniz de o yası tutun, tutun ki prangalarla yaşamayın. Her kayıpta içiniz dua bekleyen ölülerle dolu olmasın.
Ece dedeoğlu