Yıllar geçtikçe gelişen unsurların başını teknolojinin çektiği herkesçe malumdur. Peki bu teknoloji bizden neyi alır ve bize neyi verir gibi klişe ve kısır bir konuya girmeyeceğim elbette ki. Ancak son dönemlerde hepimizin sıkça duyduğu ve şaşırarak takip ettiği en mühim konulardan biri olan yapay zeka bence konuşulmaya değer.
Söylemek gerekir ki en güncel versiyonuyla yapay zekanın artık tamamıyla destek almaksızın yeni bir yapay zeka üretebilecek modülü ortaya çıkmış durumda. Kulağa ilk duyulduğu andan açıklanana kadar olan ki her aşamasında “robotlar insanlığa karşı” temalı filmleri andıran bu süreci yakından inceleyelim. Şöyle ki bu aletler alışagelmiş olduğumuz robotik hareketler yaparak kaldırıma denk geldiğinde devrilen türlerden değiller. Aksine zıplayabilen, koşabilen, samuray kılıcı kullanabilen veya basket potasına her attığı topu bile istisnasız sokabilen aletler. “Şarjı bitince hepsi metal teneke” dediğinizi duyar gibiyim ama maalesef bunlar kendi şarj enerjisini havadan, sudan yahut enerjiye dönüştürebilecekleri her hangi bir materyalden elde edebilecek kadar zekiler. İşin en ilginç tarafı birbirlerini yaratabiliyor olmaları, evet evet tam olarak birbirlerini yaratıyorlar. Sanayideki Cemal Usta misali yeni üretim yapabilmeleri en şaşırtıcı özellikleri.
Peki yorulmayan, tükenmeyen, yaşlanmayan bu robotlar sizce hangi dine inanacaklar(!). Asırlar boyu insanoğlunu dini ve felsefi inanışlara iten, ölümden sonraki yaşam ve orada başına geleceklerdi. Ancak robotlar için ölüm ve cehennem pek mümkün değil. İnsan kendisinden daha yüce bir yaratıcıya inanmakla tatmin oluyordu fakat robotlar birbirinin yaratıcısı olacak. İşte bu çıkmaz belki de tüm felsefe dünyasına yeni bir soluk getirecek. Umarım biz insanlardan bir grup bir gün yapay zekaya tapınmaya başlamaz.