Yalnızlık nedir? Yenebilir mi?
Öncelikle yalnızlık hissiyatı ve aşağılık psikolojisini karıştırmamanızı dilerim. Yalnızlık dediğimiz hissiyatın, sosyalleşme açlığı olduğunu düşünüyorum. Nasıl yemek yememiz gerektiği zaman midemizde açlık hissederiz, yalnızlık hissiyatı da sosyalleşmemiz gerektiğine işarettir. Tamam belki yalnızlıktan ölmeyiz fakat bu hissiyat da bize zarar verir. Daha fazla detaylara ineriz, gözümüze batmayan durumlar gözümüze batmaya başlar veee puf! Yeni takıntılarınız hayırlı olsun.
Pekii ya bu açlığı nasıl dindirebiliriz?
Dünya üzerinde en berbat insan olsan bile iletişim kuracak bir insan elbet vardır, önceliğimiz -her işte olduğu gibi- umut. Umuda sahip olmaya çabalayacağız, umut insanı dinç tutar ve yorgunluğu göz ardı ettirebilir.
Yapmacıklıktan kaçının, ne olursa olsun kendiniz olmaya çabalayın ki doyurduğunuz açlığı bir anda yok etmeyin. Bu hissiyata sahip olduğunuzda insanlar ve toplum size berbat görünebilir ki bu öyle aksini iddia etmiyorum. Sizin kanınızı emmeye çabalayan yapışkanlar illaki sürekli var olacaklardır. Fakat konumuz bu insanları da göz ardı edebilmekten geçiyor. Kurunun yanında yaşı yakmayın. Kuracağınız bin başarısız iletişimin sonunda bin biri denediğinizde ve başarıya ulaştığınızda ilk binden haberiniz dahi olmayacak bunu unutmayın. Asla çekinmeyin bir başkasının insan olduğu kadar siz de insansınız. Dünyevi dertler problem değil, paranızın olmaması ya da görüntüsel bağlamda kendinizi yetersiz görmeniz gibi durumlar hiç problem değil. Çünkü bu hissiyata kapılan insanlar zincirleri kırıp adım atarlarsa eğer, hepsi birbirine kavuşabilecek. Topluluğun içinde azınlığın sesi asla dinlenmiyor ama azınlıkla bir topluluğu yaratabilirsek, bu hissiyatı doyuracak yemeğin bulunabileceğine inanıyorum.