Aslında o kadar yalnızız ki kimsemiz yok. Hiç arkadaşımız bizi anlayan çıkarsız kimse yok. Annen baban (ailen) bile çıkarlarıyla yanında oluyorsa, yanında birileri olmak istesede olmuyor. Hiç bir şeyin tadı tuzu kalmıyor. Hayatımızın en güzel anlarını yalnız geçiriyoruz… Yalnız ve sevilmeyi bekleyerek. Ne garip ki sevilmeyi beklerken kimsenin sevmesinede izin vermeyecek kadarda alışmışız yalnız olmaya. Birinin sizi düşüne bileceğine merak edebileceğine önemseyeceğine yanında olmayı isteyeceğine ihtimal bile veremezsin bu yalnızlık yüzünden. Hayatın boyunca eksik dağınık ait olamamakla savrulup gidersin bilinmez ki sen mi seçtin yoksa seçeneğin mi yoktu belkide sen istememişsindir bu kadar kimsesiz yalnız bir başına büyümeyi yaşlanmayı buna alışmayı belki sen bile istememişsindir de başka seçeneğin yoktur bilinmez işte hayat, kader der geçeriz. Ama hep bi eksik kalırız hep bi aç hep bi sevgiye muhtaç anlaşılmayı beklemekle kalırız kimse anlamadada. Kendin dışındaki herkes sana çok şanslı gelir kimsenin iç dünyası bu kadar dağınık yerle bir değildir gibi gelir yıkılmış dökülmüş altında kalmış kurtarılmayı beklemek gibi birşey bu yalnızlık herkes varken konuşamamak gibi avazın çıktığı kadar bağırıp kimseye duyuramamak işte yalnızlık bu oluyor sen istesende o gitmiyor artık senden
Yalnızlık
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum