Uyandığım da hiçte tanıdık gelmeyen bir banyoda, bir küvetin içindeydim.
Günlerden neydi? Neden buradaydım? Burası neresiydi? Hiçbir şeye anlam veremiyordum.
Adımın Sutton olduğunu güç bela hatırlıyordum.
Kendime gelmeye çalışırken aniden içeri bir kız daldı. karmakarışık saçları yüzünü kapatıyordu. Benim burada olduğumu saçları yüzünden mi görememişti? Seslenmek istedim ama dışardan gelen ses beni durdurdu. ”Emma.. Orada mısın?” ”Meşgülüm.” diye yanıtladı. Aynanın önünde saçlarını açmaya çalışıyordu.
Bedenim sanki uykuda gibiydi. ”Hey!” diye atıldım. ”Burada biri var zaten.” Kız beni duymuyor gibiydi. Tekrar aynanın önüne geçti. Küvetten hızla çıkarken, ”Merhaba?” diye bağırdım.
Sonunda başını kaldırdı. Göz göze gelmek için bakışlarımı aynaya çevirdim. Ama aynaya baktığım anda çığlık attım.
Çünkü Emma tıpatıp bana benziyordu. Ve beni göremiyordu.
Emma banyodan çıkmıştı, ben de istemsiz bir şekilde onu takip ediyordum.
Kimdi bu kız? Neden birbirimize bu kadar benziyorduk? Neden görünmezdim?
Emma’nın beni görmemesi çok normaldi. Aynada gözükmemem çok normaldi. Aslında orada değildim.
Ölmüştüm.
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………….
Eğer bu hikaye ilginizi çektiyse bu kitabı okumalısınız!..
Olay örgüsü gayet akıcıydı. Ve oldukça merak uyandıran bir kitaptı. Yukarıda yazdığım kısım hikayenin çok ama çok kısa bir parçası. Eğer okursanız çok daha ilginç şeyler yaşandığını göreceksiniz.
Neyi taklit edersek oyuz, dolayısıyla taklit ettiğimiz şeyi seçerken dikkatli olmalıyız.
KURT VONNEGUT