Yurt dışına giden türklerin veya orada yaşayanların sıklıkla duyduğu birkaç soru mevcut. Bu soruların genellikle Amerika’da yaşayan türklere yönetildiğini belirtmekte fayda var. Avrupalılar biraz daha dünya bilincine sahip olduğu için kendinden bihaber Amerikalıların bunları sorması gayet normal. Hadi sorulara geçelim. Türkiye’de deve muhabbetini en sonda ilgili araştırmayla birlikte açıklıyorum. Dileyen direkt gidebilir.
Aaa Türk müsün, ikinci karın olabilir miyim?
Araplarla bu kadar içli dışlı olmamız sebebiyle bunları duymak üzücü fakat normal. Elin amerikalısı nerden bilsin. Bir bakıma da haklılar aslında. Hala gizli gizli imam nikahı muhabbetleri dönüyor memlekette.
Neden alkol alıyorsun? Size yasak değil mi?
Artık bizdeki vergileri millet nasıl anlattıysa herkes Türkleri alkol almıyor olarak biliyor. Bir de herkesin müslüman sanılması var ki, ona hiç değinmiyorum. Genelde Türklerin amerikaya gittiğinde ucuz alkolü görünce götü başı dağıtması da alkol ön yargısını da kırmıyor değil 🙂
Arkadaşın neden sarışın?
Yine arap muhabbeti. Sanıyorlar ki bizde herkes esmer sakallı. Aslında bunda da haklılar. Fakat günümüzde çeşitlilik baya geniş.
Diğer Türk arkadaşlarının neden türbanı yok? Türkiye’de böyle dolaşabiliyorlar mı?
Yurt dışına servis edilen Türkiye görsellerinde sürekli türbanlı insanların var olması sebebiyle bunun oluştuğunu ve “müslüman ülke” olarak kendimizi sürekli tanımlamamızın büyük rol oynadığını düşünüyorum. Genelleme yapıyorum kızmayın: şu ana kadar amerika’ya giden türbanlı hiçbir türk tanıdığımı görmedim. Tanımadığım ama amerikaya gittiğini gördüğüm tek türbanlı türk hakkı alkan’ın annesi. Acaba neden gitmiyorlar? Aydınlatın beni lütfen.
Arkadaşınla neden İngilizce konuşuyorsun? (Arkadaş: Ürdün vatandaşı)
Evet güzel kardeşim, bütün orta doğu aynı dili konuşuyor. Onlar arapça konuşuyor diye bizde mi konuşalım? Gerçi Almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık. Aslında bunda da haklıymış ya amerikalı.
E senin şehrin batıdakiler gibi gözüküyor. Arabalar ve binalar gayet güzel?
Şehirleşme kırmızı çizgimiz laf ettirmem. Gayrimenkul dedin mi avcumun içi gibi bilirim. Lüks araba sevdası da coğrafyamızda çok yaygın olduğu için bu soru da normal. Fakat şehirlerimizi artık sadece camileriyle değil de diğer güzellikleriyle de göstersek iyi olmaz mı? Bırakalım şu oryantalizmi hafiften.
Fransızca konuşabiliyor musun? Fransız kolonisiydiniz değil mi?
E yok artık be. Bu en cahiliydi. Buna söylenecek söz yok.
Türkiye’de deveye biniyor musunuz cidden?
Soruyu okuyunca “yahu şu deve muhabbetini kim uydurdu” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, cevap veriyorum: kimse uydurmadı. Bu bir gerçek, develer gerçekten de coğrafyamızda kullandığı bir hayvan. Yani bir zamanlar gayet yaygındı. Bakın ilgili araştırmayı ben anlatmıyorum direkt kanıtlarıyla linkini veriyorum. İnceleyebilirsiniz: https://link.springer.com/article/10.1186/s13570-020-0159-3
Çalışmada İzmir’de 2018’de yapılan deve dövüşleri bile mevcut. Daha ne denilebilir ki?
Bir de “Camel” sigarasının “Turkish Blend” olarak pazarlandığı zamanlar var ki, her şeyi daha da netleştiriyor. Adamlar tamamen haklı. Tek suçları bilgilerine güncelleme getirmemeleri.
Bu soruları Amerikanın süper zeki gençlerinden duymak çok doğal. Peki neden? Çünkü şu an Türkiye dışında başka hiçbir ülkede gençlerin bu denli çoğu siyaseti ve dünya haberlerini takip etmiyor. Etse bile derinlemesine bilmiyor. Ordan burdan duyduğu birkaç cümle ile yaşıyor gidiyor.