Bu kadar da kırılmaz ki güven. Ne oldu da bu kadar engel oldu ki bu güven bana? Birileriyle konuşurken, bir şeyler anlatıp anlatmamak arasında neden bu kadar çok gidip geliyorum ki, neden bu kadar kararsızım? Ne oldu bana? Sevdiğim şarkıyı paylaşmaktan, hislerimi ve fikirlerimi anlatmaktan, düşüncelerimi, planlarımı, hedeflerimi anlatmaktan bu kadar geri çekmeli miyim ki kendimi, bu kadar seçici olmalı mıyım? Karşımdaki kişi buna değer mi? Hangimiz öyle tüm masumiyeti ve saflığıyla çok seviyoruz ki birini?
Belki de bu kadar çok diken üstündeymişcesine hissetmemeliyiz belki de hissetmeliyiz. Kimseye tam anlamıyla güvenemeyiz, kimse de bize tam anlamıyla güvenmez. Kim ister ki hayatındaki insanların ona süslü de olsa yalanlar söylemesini, gerçek dışı konuşmasını, göz boyamasını, rol yapmasını…
Tüm bunlar olacaksa yalnızlığımı iliklerime kadar hissetmeyi tercih ederim. Süslü yalanlar duymaktansa doğrularla yüzleşmeyi ve hayatımdaki insanlara o kadar hak verip diken üstünde hissedeceğime dostumun olmamasını yeğlerim. Kafanı kaldırıp gördüğün manzarada bulduğun huzuru, hissedeceğin en küçük mutluluğu hayatındaki insanlardan alamıyorsan tasvip etmem bu tarz ilişkileri çünkü sizi yıldırmaktan, yavaş yavaş eritmekten başka hiçbir şey değildir bu.