Popüler sinemanın en yön veren yönetmenlerinden biri olan Wes Anderson; özgün renk paletleriyle, izleyicinin ruh hallerini şekillendiren küçük detaylarıyla, nevi şahsına münhasır bir estetik algısıyla sinema dünyasının gözdelerinden. İzleyicinin zorlanmadan ve hatta daha ilk görüşte Wes Anderson filmi diyebileceği üslubu var.
Mayıs 1969 Houston Teksas doğumlu Anderson’ın kariyeri, üniversite yıllarında tanıştığı Owen Wilson ile çektiği kısa film Bottle Rocket ile başladı. Yönetmen, senarist ve yapımcı olan Anderson, eşi benzeri olmayan kişiliğini de dışa vurmanın yollarını sinema ile bulmuş.
En İyi Wes Anderson Filmleri
Wes Anderson’un son filmi olan “Fransız Postası” ile büyük yankı uyandırırken övgüleri de toplamıştı. Yönetmenin hazırlığında olduğu yeni filminin adı da açıklandı. “Asteroid City”, 2023’de vizyona girecek. Yapımcılığını Focus Features’ın üstlendiği filmin kadrosu her filmde olduğu gibi oldukça kalabalık ve adeta bir yıldızlar geçidi. Filmin konusu “hayatın anlamı üzerine şairane bir düşünce” olarak açıklanırken senaryosu Roman Coppola ve Wes Anderson beraberliğinde olacak.
Günlük hayatın sıkıcılığından birkaç saat için renkli dünyalara yolculuğa çıkmak isteyenler için en iyi Wes Anderson filmleri;
- Rushmore (1998)
- The Royal Tenenbaums (2001)
- The Life Aquatic with Steve Zissou (2004)
- The Darjeeling Limited (2007)
- Fantastic Mr. Fox (2009)
- Moonrise Kingdom (2012)
- The Grand Budapest Hotel (2014)
- Isle of Dogs (2018)
- The French Dispatch (2021)
Rushmore (1998)
Rushmore adlı özel bir okulda okuyan Max Fisher, bütün etkinliklerde yer almasının yanı sıra çoğu kulübün de kuruculuğunu yapan, okulun en aktif öğrencisidir. Anı başarıyı ne yazık ki derslerinde gösteremez. Bir öğretmene aşık olmasıyla kendisini bir aşk üçgenin tam ortasında bulacaktır.
The Royal Tenenbaums (2001)
The Royal Tenenbaums, birbirinden yetenekli üç kardeşin çocukluk ve yetişkinlik dönemlerini anlatıyor. Kardeşler gençlik dönemlerinde babaları tarafından terk edilir. Yıllar sonra geri dönme kararı alan baba çocuklarının eski yeteneklerinden eser kalmadığını görür.
The Life Aquatic with Steve Zissou (2004)
Steve Zissou, dünyaca ünlü bir okyanus bilimci insanı ve aynı zamanda da adını taşıyan araştırma ekibinin liderdir. Bir önceki açık deniz macerasında ortağının bir köpek balığı tarafından öldürülmesiyle, intikamını almak için yeniden denizlere dönmeye karar verir.
The Darjeeling Limited (2007)
Hayat bir noktada herkesi kendi içsel yolculuğuna tanıklık ettirirken imkânlarda sınır tanımayacaktır. Babalarının ölümünden beri görüşmeyen ve aralarının da pek de iyi olmadığı üç kardeş Hindistan’da uzun bir tren yolculuğuna çıkar.
Fantastic Mr. Fox (2009)
Wes Anderson’ın stop motion tekniği ile çektiği filmi. Karısına verdiği sözü bozan bir tilkinin, sözünün ardında durmamasıyla ailesini ve hayvan dostlarını tehlikeye atışını aktarır.
Moonrise Kingdom (2012)
Bir tiyatro oyunu esnasında tanışan 12 yaşındaki izci Sam ve arkadaşı Suzy’nin kaçmaya karar verirler. İzci Sam sayesinde yaşadıkları adayı dolaşarak kamp yapacak bir yer bulurlar. Kaçtıklarını öğrenen kasaba halkı her yerde onları aramaya başlar.
The Grand Budapest Hotel (2014)
20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçen film, Avrupa’nın hayali şehri Zubrowka’da bulunan Büyük Budapeşte Oteli’nin ihtişamlı dönemine tanıklık ettiriyor. Gustave H, otelin işleyişini profesyonelce idare eder. Bellboy ve komi görevlisi Zero Mustafa adında genç bir adamın işe başlamasıyla ikili sıkı dost olur. Gustave’in sevgilisi Madame D. esrarengiz biçimde yaşama gözlerini yumar. Varlıklı Madame D.’den Gustave’e kalan miras ile mirasçılar arasında çıkan karmaşa, sorunlarla dolu bir maceraya dönüşür.
Isle of Dogs (2018)
Japonya’da geçen film, köpeklerin evcil veya sokak hayvanı gibi ayrımı yapılmaksızın hastalıklı oldukları iddiasıyla toplanarak bir adaya transfer edilerek ölüme mahkum edilişini konu ediyor. Köpeklerin yaşam savaşı, Atari isimli bir çocuğun kendi köpeğini aramak için çıktığı yolculuk ile hem duygusal hem de aksiyon dolu bir maceraya evrilir.
The French Dispatch (2021)
1950’li yıllarda geçen Fransız Postası, Paris’te yer alan bir Amerikan gazete bürosunda çalışan gazetecilere odaklanıyor The New Yorker dergisinde yayımlanmış gerçek makalelerden esinlenerek; hayali bir gazetenin Fransız bürosunda son sayının hazırlık aşamasında neler yaşandığını ele alınıyor. Yapımda iç içe geçen üç ayrı hikâye anlatılıyor.