Haftalardır üzerine ne yazsam diye düşünüp duruyorum. Yok toparlayamadım. O kadar çok izlendi ve konuşuldu ki benim söyleyecek yeni bir şeyim kalmadı gibi hissettim. Ama olsun. Bir de ben düşüncelerimi yazayım. Belki ben söylenmeyen bir şeyi bulurum. Belki farklı bir bakış açısı kazandırırım.
Öncelikle
‘İzlemek için izlediğimi’ belirtmeliyim. Geneli bana hitap eden bir dizi değildi dışarıdan bakınca. Ama o kadar konuşuldu, üzerine içerikler üretildi, tiktok dansları türedi diziye özel yeni trendler başladı… Kısacası dizi her yerdeydi. Dedim bir bakayım herkesin konuştuğu bu yeni rekorlar kıran dizi de neyin nesi?
Açıkçası
ilk bölümde biraz sıkıldım. Dedim bu resmen saçma yani neyini övmüşler diye düşündüm biraz. Şunu da belirteyim ben fragman bile izlememiştim. Aslında dizi hakkında pek fikrim ve dolayısıyla beklentim olmadan başladım. Ancak sabredip ikinci bölüme geçince işler değişiyor. Dizi biraz daha hareketlenmeye ve ben de biraz daha keyif almaya başladım.
Diziyi biraz anlatmak gerekirse
Dizi Wednesday adında bir kızın önceki okulunda sorun çıkarması sonucu başka bir okula transfer edilmesiyle başlıyor. Geldiği okul aslında Wednesday gibileri için özel bir okul. Buradaki öğrenciler çoğunlukla özel güçlere sahip. İnsan dışı varlık gibiler aslında. Kurtadamlar, vampirler, taş kafa yani insana taşa çevirme yetisine sahipler, sirenler ve diğerleri.
Tim Burton gibi başarılı bir yönetmenin işinin popüler olması biraz kaçınılmazdı. Ancak dizinin popüler olduğu kadar başarılı olduğunu düşünmüyorum. Ama bir izleyici yorumu yapmak gerekirse izlediğimden pişman olmadım. İzlediğine değiyor. Keyifle izleniyor. Ve hızla izlenebiliyor öyle yavaş akan geç açılan bir senaryo söz konusu değil.
Dizinin eksiklerinden bahsedelim
Benim çoğu netflix dizilerinde gördüğüm bazı problemler var. Televizyon dizisinden sistemi farklı olduğu için yaşanan eksikler olduğunu düşünüyorum ama bazıları benim gözüme çok takılıyor. Hikayede öyle eksiklikler kalıyor ki hikaye inandırıcılığını yitirmeye başlıyor.
Yan karakter hikayeleri
Benim gözüme en çok takılan yan karakterlerin hikayeleri oldu. Ana karakterin bile hikayesi yeterince anlatılmamış ki yan karakterlere gelinsin. Dizide bence çok işlevsiz karakterler vardı. Ajax çok boş kalmış mesela. Enid’in hoşlandığı çocuk tamam ama o kadar. Nightshades topluluğu vardı mesela. Bir topluluk ama neden var oldukları belli değil ana amaçlarını unutmuşlar. Orada da Bianca ve Xavier dışındakiler çok işlevsizdi. Çoğu karakterin adı var repliği bile yok. Bazı sahnelerde görünüyorlar o kadar. Yüzsüz varlıklar vardı mesela. Ben onların hikayelerini görmeyi çok isterdim. Görsel çeşitlilik olsun diye koymuşlar ama ben onların tür isimlerini bile duymadım mesela.
Dersler
Bir karakter yazılabilmek için bir tane ders konmuş. Bir diğer ders de şöyle bir geçiyor o kadar. Gerçekten o konuda yetersiz kalmış bir dizi. Harry Potter’daki gibi özel dersler yok. Hadi özel öğrenciler için sıradan dersler veren bir okul desen o da net değil. Lise dizilerinden alışkınız aslında sınıfta ders işlenmemesine , gerçeklikle uyuşmayan bu noktaya. Ancaka bu dizide Nevermore okulunun amacını anlatabilmek için derslerden biraz daha bahsedilmesi gerekiyordu. Ben mesela okulun karşılığını anlamadım. Lise desen liseden daha küçük çocuklarda var. Lise değil hogwart gibi bir okul desen özel dersler yok. Anlatılmıyor.
Kısacası dizinin, hikayeyi destekleyecek daha çok şeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Özel olarak beğendiğim detaylar
Klasik lise dertlerini doğaüstü varlıklar gözünden görmek
- Kurda dönüşemeyen bir kızın ‘hoşlandığı çocuk’ problemini görme
- Bir ergenin kabul görme çabasının ailesiyle yaşadığı tartışmaların fantastik varlıklar versiyonu
- Beni neden sadece gölgende varolabileceğim bir yere gönderdin
- Bir kalp kırılma hikayesi, buluşmada ekilmek. Ama eken sevgilinin gelememe nedeni kendi yansımasını görüp kendini taşa çevirmesi.
İçerdiği ögeleri vermekte başarılıydı
Aşk desen var, gizem desen var, korku-gerilim desen var. Bir sürü türden öge barındırıp bunları başarılı olarak kullanması da dizinin popüleritesinde bir etki tabiki.
Son olarak Wednesday’in okullar hakkında güzel bir yorumuyla bitirmek istiyorum
“Bu hangi çarpık aklın ürünüydü, bilmem. Yüzlerce ergeni iyi fonlanmayan okullara kapatmak ve hayattan bezmiş öğretmenlere emanet etmek. Ama bu sadistliğe hayranım.”
