VOGUE hakkında konuşalım

Merhaba,bu yazımda VOGUE hakkında konuşacağım.Her ne kadar o eski estetik kapaklarından eser kalmasa da(Belki de vintage modasından dolayı bize daha estetik geliyordur),Elle ile aynı rafa koyulduğu için Vogue okuyanlar ve Elle okuyanlar olarak hepimizi ikiye de bölse,fiyatı maaşımızın iki katı olan Chanel,Saint Laurent,Gucci vb markaların ürünlerine iç geçirsek de Beril Türkmen’in(Vogue Türkiye Editörümüz) yarattığı ahenkle güzel bir dergi olduğunu söyleyebiliriz.

Fakat,Vogue dediğimizde sadece bunları söyleyebilmek veya Google’dan ezberlediklerimizi söylemek ayıp olur.Şimdi efendim,Google der ki;Vogue Türkiye Dergisi, Türkiye’de Mart 2010’da Doğuş Yayın Grubu bünyesinde yayınlanmaya başladı.Daha sonra da derginin bir yıl içinde 40.000 abone ile 100.000 adetlik tiraja ulaşmasından falan bahsediyor.Ama bence Vogue hakkında asıl bahsedilmesi gerekenlerden biri Vogue’un kendi reklamını şahane bir şekilde yapması.Buna en basit örnek How I met Your Mother dizisinde yine moda ve Vogue ile çok alakasız bir bölüm de olsa Vogue’un vurgulanması ” Öldüğümde Vogue üyeliğimi iptal et” gibi bir cümle kurulmasıdır.Vogue okumadan önce kaç kez Vogue ismini duyduğunuzu saymanız mümkün değildir,çünkü Vogue öyle güzel reklam yapar ki artık modayla ilgilenen biri olduğunuzu söylediğiniz anda önce Vogue okuyup okumadığınız sorulurVogue moda dendiğinde kendini akla getirme konusunda falasıyla başarılıdır.Kendini markalaştırmak bir dergi de olsan yapman gereken bir şeydir.Üstelik çoğu zaman kalın bir dergi olması ve içinde Elle gibi dergilerin veyahut yeni ortaya atılmış oyuncuların reklamını yapması,onlara destek vermesi de hoşuma giden detaylar arasında.

Vogue hakkında öznel yorumlarımı bir kenara bırakırsak “E zaten bu yüzden bu kadar biliniyor,reklam yapmaya ihtiyacı bile yok.” diyeceğiniz Vogue bilgilerine geçebilirim.

İlk kez 1892’de New Yorkta yayınlandı.Yıllar sonra aylık,koca bir dergi olacağından habersiz yola haftalık bir gazete olarak başladı.Ve tabii 1988’den beri Vogue’un genel yayın yönetmeni(Evet,1988’Den beri,hem de hiç aksatmadan!”)ikonik koyu renk gözlükleri ve kumral bob kesim saçlarıyla aklımıza kazınan Anna Wintour’u unutmamak lazım.Tartışmasız,Anna Wintour özel bir figürdür.Modayla ilgilenen genç kızların rüyası çeşitli influencer’lar olmakta,fakat asıl ikon, idol olmayı hak eden Anna Wintour ve onun akılda kalabilmesini sağlayan ikonikliğini kullanış biçimidir.Eğer konumuz birinin biyografisi değilse herhangi birinin hayatını,özellikle dramatik hayatını anlatmayı sevmediğim için Anna Wintour’u da burada kısaca sonlandırıyorum.

Her ne kadar kafelerde,okullarda,doğada,evlerimizde keyif yaparak Vogue okumak,belki de altı çize çize incelemek hoş olsa da bu denli büyük olan şeyler tehlikeli derecede güçlüdür.Eskisi kadar dergi düşkünlüğü,”aman dergim olmadan olmaz” tripleri,ayın 1’inden 5’ine kadar ülkeye gelen tüm dergileri toplayıp bir ay boyunca okuma maratonu falan artık yok.Hatta maalesef diyebiliriz,çünkü biraz keyifliydi.Evet,bunlar yok ama yine de Vogue’un elinde bir güç var.Hepimize bir etkisi var.Lüks düşkünü olmamıza sebebiyet verecek bir dergi mi derseniz buna evet derim.Ama suç Vogue’un mu derseniz,buna hayır derim.Çünkü bir şeyleri hala kabullenememiş,oturtamamış,çok fazla zaafı olan bir bireyseniz bunun suçlusu Vogue değildir.Eğer daha bunları yapmaya vakti bile olmamış bir gençseniz,üretken olmak için fikir almak dışında Vogue’dan lüks düşkünlüğü,kusursuz cilt veya beden algısı vs almamalısınız.”Öyle deyince pat diye oluyor mu?!” demeyin,oluyor efendim.Biz buna psikoloji deriz.

İnsanların eleştirilerini araştırmayı sevdiğimden,Vogue eleştirileri hakkında da kısa bir araştırma yaptım.Türkiyedeki Vogue okuyucularının geneli aslında gerçek okuyucuların Vogue France okuması gerektiğini,Vogue Türkiye’nin 2010’da kaliteli bir giriş yapmadığını,2017’de politikleştiğini,Zayn ve Gigi çekimlerinin kötü olduğunu,2018’de ise Anna Wintour’un yerine Edward Enninful’un geleceğini konuşuyordu.(Edward Enninful şu anda British Vogue’un genel yayın yönetmeni)

Anna Wintour’u başka bir yazıda,özenle ele alacağım.Çünkü buna değer bir ikon olduğunu düşünüyorum <3

“Rakibinizi geçemiyorsanız, en azından ondan daha iyi giyinmeyi deneyin!”
-Anna Wintour

Nisnushka
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
BAHADIR'IN ARDINDAN
Sonraki
Monokrom Stil Nedir?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.