Yazıya başlarken şunu dile getirmek isterim ki, Vincent Van Gogh kulağının tamamını değil, sadece kulak memesini kesmiştir.
Tam olarak kulağının neden ve nasıl kesildiği bilinmemekle birlikte 2 adet teori var bu konuda şunlar bilinmektedir:
1- Kendisinin ruhsal sağlığının bozuk olduğu ve bu sebeple bir kaç sefer akıl hastanesine yatıp çıktığı biliniyor. 28 Aralık 1888 tarihinde, sesler ve gördüğü görüntüyü bir tutarak resim yaptığı bilinen Van Gogh, sokakta şapkasının üzerinde mumlar ile resim yaparken, sinir krizi geçirir, kulağını keser, peçeteye koyar ve yakında bulunan genel evdeki Rachel adında bir kadına verir.
2- Ressam arkadaşı Gauguin kesmiştir. Kendisi çok iyi bir eskrimci olan Gauguin ile Van Gogh çok iyi arkadaştır. 28 Aralık gecesi aralarında tartışma çıkar, Gauguin evi terk eder, bir iddiaya göre Van Gogh, sinirlenip, Gauguin’in boğazını kesmeye çalışır, Van Gogh’dan iri olan Gauguin kendini korurken, Van Gogh’un kulağını keser. Aralarındaki sessizlik anlaşması gereği de hiç bir zaman şikayetçi olmaz, bunu dile getirmez. Bu iddiaya en büyük kanıt olarak da Van Gogh’un Gauguin’e yazdığı bir mektuptaki: Sen de sessiz, ben de… ifadesini gösterirler.
Sarı tonlarını fazla kullanması hikayesi de şöyle; Van Gogh’un çokça alkol tükettiği Absinthe bulunan Tuyon adlı madde, zaman içinde Van Gogh’un görüşünü bozarak nesneleri sarımtrak renkte görmesine sebep olmuş, bu da ressamın eserlerine yansımış. Bir başka teoriye göre, Van Gogh’a hastalığının tedavisi için yüksek dozlarda yüksük otu verilmiş, ve yüksük otunun sarımtrak görüşe veya sarı lekeler görmeye sebep oluyormuş.
Her ne oldu tam bilmiyoruz ama hayat hikayesine baktığımızda kesin anlayacağımız bir şey var ki, başına ne geldiyse hayal kırıklıklarından gelmiş. Kulağını kestikten 2 sene sonra da göğsü ile karnı arasına ateş edip, intihar etmiş.
Van Gogh’un hayatının bir kısmını ve intiharını konu alan Loving Vincent adlı animasyonu izlemenizi tavsiye ederim. Loving Vincent izlerken Van Gogh’un hikayesini kendi tabloları içinde yaşayacaksınız.