Düştüm, defalarca kez yeri boyladım. Kalktım kimi zaman tırnaklarımla kazıya kazıya geçtim o yolları kimi zaman birinin uzattığı o eli tuttum. Asla vazgeçmedim ümidini kesmek bana göre değildi ben savaşmalıydım. Kendim için. En büyük düşmanım ve en büyük dostum kendimmiş anladım. Birileri gidiyormuş, birileri unutuyormuş, birileri vazgeçebiliyormuş, üzebiliyormuş, kırabiliyormuş… Birileri beni üzdü diye kendimden, hayallerimden ödün vermek ne kadar doğru?
İyi niyetimiz kadar sömürülüyoruz, vicdanımız kadar kullanılıyoruz. Neden bu şansı onlara veriyoruz? Çünkü biz onlar gibi değiliz. İyi olmak suç mu oluyor o zaman? Elbette hayır. Biz sadece kötülükten uzak kalmaya çalışıyoruz. Elini kalbine götürdüğün de orada bir vicdanının olduğunu bilmek iyi hissettirir. Elini vicdanına koy başkaları için üzülüyorsun, başkalarına yardım etmek istiyorsun kimi zaman kendinden ödün veriyorsun. Peki neden kendin için bir şeyler yapmıyorsun? Hak ediyor mu o kalp o can o ruh bu kadar acı çekmeye yıpranmaya hak etmiyor. Kimse elinden tutmuyor diye üzülme bil ki sen kendini ayağa kaldırabilecek güçtesin. İyi niyetin ve vicdanın başkaları için gün yüzüne çıkarken neden senin için çıkmıyor. Güçlü ol, hayata karşı dimdik dur, dur ki insanlar yerini bilsin. Seni bu kadar kolay kıramasınlar.Senin vicdanını kullanmasınlar. Vicdanı eksik olan biri vicdan sömürmeyi iyi bilir. Buna izin verme. Elini tut ve kendini ayağa kaldır.
” Ölmek için erken yaşamak için çok geç olabilir.”