Kulaklığın ucunda çalan bir şarkı.. Derinden etkileyen, büyüleyen, anlamlı bir şarkı. Öylesine güzel bir şarkı ki, sana sevdiğini hatırlatıyor her dinlediğinde. Her bir kelimesinde farklı adamlar buluyorsun. Hatta bazen gözlerinin dolduğu da oluyor. Bazense gülümsemene engel olamıyorsun. Tekrar tekrar dinlemek istiyorsun , çünkü her bir dinleyişinde farklı düşüncelere , anılara kapılıyorsun. Keşfedemediğin birçok şeyin farkına varıyorsun. Zaman geçtikçe alışıyorsun. Yine seviyorsun evet , lakin pek fazla düşüncelere dalmıyorsun. Dalamıyorsun daha doğrusu. Hatta bazen o kadar çok seviyorsun ki ; bu olay sana zarar vermeye başlıyor. Şarkıya eşlik ederken şarkıyı değiştiriyorsun. Daha fazla kendime zarar veremem , vermemeliyim diyorsun. Sonrasında… Açtığın şarkı çalmaya devam ediyor. Sen mi? O şarkıyı hiç duymuyorsun bile. O alıştığın , sevdiğin şarkıyı söylemeye devam ediyorsun. Kaldığın yerden aynen devam. Yeni açtığın şarkıyı kapatmak durumundasın , boşa çalıyor çünkü. Senin için pek bir önemi yok belki. Ama onun sana katacağı duygulardan , düşüncelerden bi’habersin. Pek de umursamıyorsun hâliyle. Hiç düşünmeden şarkıyı kapatıp , vazgeçemediğini açıyorsun. Ezbere bildiğin , her dinlediğinde farklı duygular hissettiren o şarkıdan bahsediyorum.
Sonuca gelecek olursak :
– söylemeye devam ettiğiniz o şarkı; sevmekten vazgeçmeyeceğiniz —uzun zaman sonra belki vazgeçilebilir— , yüreğinizde derin bir yere sahip olan adam..
Karşınıza başka bir adam çıktığında; yani yeni şarkı.. Hiçbir şekilde anlamaya çalışmadan , dinlemeden, düşünmeden, bu adam bana iyi gelir mi? bana ne katar? diye düşünmeden ezbere bildiğiniz şarkıya, adama; ağınıza dönersiniz. Sonrasında bu durum tabii size zarar verebilir.
Sahi, uğruna vazgeçtiğiniz bu şarkı, o adama değiyor mu?
Oturup bir düşünün derim..