Yaprakların salınımını andıran bir mutluluk içinde kaybolanlar, kurduklarında da yapraklardan farksız bir şekilde ezilecekler. Ezilmişlik yok oluş değildir bu bilinir sadece bir başkaldırıya gebe olur.
Artık kan değil göz yaşı akar damardan..
Adam yürüyor , bir yere yetişmekten çok hiç bir yere gitmek istemiyor gibi, kendine büyük gelen paltosu abes durmasın diye dikleştirdiği omuzları çökmek isterken hayat bir kez daha gülüyor gözlerinde. Üç tel saçı arasına sıkıştırdığı gözlüğü güneş için de değil göz bozukluğundan da değil. Sadece estetik kaygısı içinde kendi duygularını ve düşüncelerini toparlayamamış bir insanın aksesuarı olarak orada duruyor. Buna karşın ayağındaki eski ve büyük ayakkabıları tüm iç karmaşasını dışarı vuruyor. Ve hâlâ düşünen gözlerle yere bakıyor. Yavaşladı ve yandaki ayakkabıcıya girdi biz ise her zamanki yolumuzu gökyüzüne taşıma telaşı içinde yürümeye devam ettik.
Sokak lambaları yolları aydınlatmak için yanmaya başlamışken biz, sönmemek için son çırpınışları titreşen bir sokak lambası altında durduk. Son acı son çırpınış için bir sigara daha yaktık, hiç bir şeyi değiştirmeyecek bir alevi izledik ve yandık. Bu biraz daha çürütmeye yarayacaktı bizleri bir yangını daha alevlendirmeye.
İnsan ne kadar ağlamalı ki sönsün acıları, ne kadar bağırsın ki sussun dünya, bizler ne zaman başlayacağız yaşamaya? Ölünce yaşanacak bir şey kalmayacak belki ama biz hep ölümlerle yaşadık bu hayatı. Tüm kavgalar, konuşmalar, anlaşmazlıklar duyulmaz düşünceler doğrudu, tüm bu düşünceler umulmaz insanları götürdü hayattan. Tüm dimağılarda yankılanması gerekenbir şey var o da hasta ruhlar doğuran bizleri kendimizden uzaklaştırmak. Ruhumuzu kurtaralım bedenler zaten toprağın.
Sırtınızda ki palto ölümün tatlılığı gibi sarmasın sizi, girdiğiniz ayakkabıcılar almasın elinizden hayal ayakkabılarınızı. Bizler unutulmuş toprakların çocukları olmaktan çok hatırlamamak için haksızlığı, bağıranlarız yarınlara umut dolu seslerimizle. Kanlarımız nefret olunca görüşmemek üzere. Düşüncelerimiz attıkça hayata var olmak dileğiyle.