“Unutkanlık neden arttı?” sorusu yerine belki de “artık neden hatırlamak zorlaştı?” sorusunu yöneltmek daha doğru olabilir…
Günümüzde hemen hemen herkes geçici hatırlama sorunları yaşıyor. İlk başta hafıza zorlanarak beyindeki nöronlar arasında bağ kurulmaya çalışılsa da belli bir süre sonra arama motorları yardıma yetişiyor…
Ve malum beyin kolayı sever, beynin diri kalması için sürekli antrenman yapması gerekir..
İnternet hayatımızın merkezine yerleşmeden önce beynimizi ve vücudumuzu daha aktif kullandığımız alışkanlıklarımız vardı. Artık bilgiye ulaşmak ya da isteğimiz bir ürüne sahip olmak için ilk tercihimiz interneti kullanmak. En çok kullandığımız sosyal medya hesapları, internet siteleri, banka hesapları ve sıkça kullandığımız veriyi otomatik hatırlama seçeniğine emanet etmiş durumdayız. Bu tercihimiz de bizi dijital unutkanlıkla karşı karşıya bırakıyor. 
Ve dijital dünyanın sınırlarını çizen Google…Tüm araştırmalarımızı Google üzerinden yapıyoruz. Mesela “Kill Bill üçleme miydi, iki bölüm müydü?” sorusu aklımıza takılırsa ilk yapacağımız şey Google sormak oluyor. O da bizi en sık bu soruya cevap veren IMDB sonuçlarına yönlendiriyor tabii ki.
İngiltere’nin Birmingham Üniversitesi’nden Maria Wimber, “Önceki araştırmanın tekrarlı bir şekilde gösterdiği gibi, bilgiyi etkin şekilde yeniden çağırmak, kalıcı bir hafıza üretmek için çok verimli bir yöntem. Buna zıt olarak, bilgiyi edilgen şekilde tekrar etmek (ör. internet üzerinde onu tekrar tekrar aramak) aynı şekilde sağlam ve kalıcı bir bellek izi bırakmıyor. Bu araştırmaya dayanarak, bilgiyi hatırlamaya çalışmadan bile onu arama eğiliminin uzun dönemli belleklerimizin gelişmesini önlediği ve bu sebeple bilgiyi sadece yüzeysel bir şekilde, anlık temelde işlememize neden olduğu savunulabilir.”
Dscout adlı ABD’li firma araştırmasına göre, akıllı telefonlarına hastalık derecesinde bağlı olan kişiler cihazlarına günde ortalama 5 bin 427 kez dokunuyor. Telefon kullanımını henüz takıntı haline getirmemiş kişiler ise 2 bin 617 kez telefonlarına dokunuyor. Bu sayılar gerçek dünya ile bağlantımızın azalarak sanal dünyada yaşamaya başladığımızın en net göstergesi.
UNUTKANLIKLA NASIL BAŞ EDİLİR?
Unutkanlığın baş göstermesinin nedeni günlük hayatımızdaki rutinlerin değişmesi. Fiziksel aktivite şüphesiz ki zihinsel aktiviteyi de tetikliyor. Fiziksel ve zihinsel olarak etkinliği artırarak unutkanlıktan kurtulmak mümkün
Bulmacalara yer açın: İlla çengel bulmaca çözmek zorunda değilsiniz, kelime avı bile oynasanız nöral ağlarınız kuvvetlenecektir.
Kitap okuma alışkanlığınızı şekillendirin: Unutmayı engellemek için, zihninizin esnek kalmasına fırsat tanımalısınız. Bu, hiç şüphesiz yeni bilgiler ve yeni hobiler edinerek sağlanmaktadır.
Yeni sosyal ve eğitimsel kulüplere katılın: Eğer çok monoton bir yaşamınız varsa, bu durum sizde depresyona sebebiyet verebilir. Bu bağlamda, yenilik en güzel tedavidir.
Arkadaşlarınızla daha sık buluşun: Bakış açılarınızın genişlemesini sağlayan, size tebessümüyle enerji veren dostlarınıza sarılın ve hayatı yaşanabilir kılın. Bu durum, sosyal ihtiyacınızın doyuma ulaşmasını sağlayacak ve diğer işlerinizde de motivasyonunuzun daim olmasına destek olacaktır.
Her gün eve dönerken farklı yollardan gidin. İş ya da okuldan eve dönüş güzergahınızı değiştirin. Harita becerileriniz ne kadar gelişirse, o kadar bellek bozukluklarına engel olabilirsiniz.
Seyahatler planlayın: Yaşamı ertelemeyin, tadını çıkartın. Hayata dair tutkularınızı gerçekleştirdikçe, unutkanlık azalır.
Sağlığınızın kıymetini bilin: Kendinize özenli davranın. Eleştirmeyin, yargılamayın. Sadece özelliklerinizi geliştirmek için çabalayın.
Dil öğrenin: Hiç vaktiniz yoksa, en azından online kurslardan faydalanın. Her hafta bir-iki saatinizi bu aktiviteye ayırın.
Ajanda kullanın: Unutkanlıklarınız azalana kadar, her gün yapılandırılmış programlar belirleyin ve uygulayın.
Bu aktivitelerin bir kısmını Koronavirüs pandemisinden sonra erdikten sonra yapmak mümkün olacak.
Kaynaklar:
https://www.sabah.com.tr/galeri/teknoloji/akilli-telefon-ekranina-gunde-kac-kere-dokunuyoruz/5
