Düşünceler kemiriyor beynimi, ne yapacağımı bilemez haldeyim. Her şey bok gibi ilerlemekten keyif alıyor gibi. Üzgünüm, kırgınım, kızgınım bazı şeylere. Ve sanırım bu hiç değişmeyecek. Hüznüm, öfkem hep aynı kalacak. Sevdiğim herkes uzaklaşıyor benden. İnsanlar “ben hep yanındayım.” diyip gitmeye bayılıyorlar.
Sorsan, sözde gönülleri hep bizim gönlümüzle bir. Hep lafta işte. Üzücü, çok üzücü. Sanırım artık vazgeçiyorum, kaybediyorum umudumu. “Ben hep yanındayım.” diyip hep yanımızda kalacak biri yok. Çözemiyorum kimde suç? Bizi gitmemelerine inandıranlarda mı? Yoksa gitmeyeceklerine canı gönülden inanan biz de mi? Herkesin yanlışı var, ama bazıların doğrularının görülmesine imkan vermediği yanlışları var.
Kalp kıran, boşa umut veren, yalandan seven, menfaat uğruna yanımızda olan insanlar var. Boşa kuralan hayaller var, olacak olsa mutluluktan delireceğiz ama boşa kurulduğunu farkedince üzüntüden deliriyoruz. Kendimizle konuşup cevap veriyoruz. Sanki sevdiğimiz bizi izliyor gibi hissedip, haraketlerimizi onun hoşuna gidebilecek şekilde seçiyoruz. Ve yanlış yapıyoruz, bizi üzen insanlara değer verip, bize gökkuşağı sunan insanlara karşı sımsıkı gözlerimizi kapatıyoruz. İşte tam bu kısımda kaybediyoruz.
Bazı şeylerin farkına varıyorum şu aralar. İnsanlar benden kaçıyor, nedeni ne? Fazla değer vermem mi? Çabuk alışmam mı? Sürekli yanımda istemem mi? Tamam, bende dört dörtlük değilim. Hatalarım oluyor, yanlışlarım oluyor. Ama ben kimseyi bile bile kırmıyorum. Ama sanki insanlar beni görmemezlikten gelmeye, benden uzaklaşmayı alışkanlık haline getirmişler.
Bir bardak düşünün. O bardağı musluğa yaklaştırdığınız da su nasıl hızla doluyorsa, benim sevgimde insanlara karşı o kadar çabuk besleniyor. Ama aynı zaman da bardak yere düştüğün de, o su nasıl anında yere dökülüyorsa, güvenim de anında bitiyor. Araya şüpeler, belirsizlikler, kırgınlıklar giriyor. Napmam gerek bilmiyorum, bişeyleri düzeltmeye çalışıyorum ama sanki bazı şeyler olmamaya yemin etmiş gibi.
Hayatımdan kolayca çıkaramıyorum, yaptığını yapamıyorum çünkü dayanamıyorum. Konuşmak istiyorum, yanımda olduklarını hissetmek istiyorum. Aslında şu lar/ler gibi çoğunluk eklerini silelim. Tamam bunların aynısını çok kişiden gördüm. Ama şuan bunları birisine kırıldığım ve darıldığım için yazıyorum. Belki yarın geçicek ki büyük ihtimal geçicek. Kızgınlığımı kırgınlığımı unutup yine samimi, neşeli tavrımı sericem ortaya. Napmam gerek bilmiyorum. İnsanları hayatımda tutmam mı gerek, yoksa böyle yaptıkları için silmem mi gerek bilmiyorum. Ve sanırım artık hiç bir şey bilmek istemiyorum.