Acılarının seni sardığı dönemlerde Reşat Nuri Gültekin’in şu sözü aklına düşsün:
En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabahı olmadı mı?
Oldu. Her gece çöken o karanlığın ardından, yeni umutlar vadeden o güneşin ışıltısı doğdu üzerimize. Geceye çöken sadece karanlık değildi üstelik. Hüzünler, sevinçler, karmaşık duygular ve onca yaşanmışlıklar…
Gecenin sessizliğinden midir bilinmez ama herkes kendi köşesine çekilir sanırım. Herkesten kaçıp, kendine sığınır bir nevi. Genelde mantık devre dışı bırakılır. Duygu ile düşünülür. Çünkü orda hiç bir tehlike yok gibidir. Herkesten soyutlanmış bir şekilde gerçek olan iç dünyamıza döneriz.
İnsanoğlu, hayatında yaşadığı tüm olumsuzlukları ilk defa olmuş gibi şaşkınlıkla karşılar nedense. Halbuki geriye dönüp bakıldığında defalarca yaşanmıştır benzerleri. Tıpkı şimdi olduğu gibi o zaman da umutsuz olduğu için dermansız sanıyor derdini. Oysa dermansız dert var mıdır?
Derdi veren olduğu gibi dermanı veren de var. Nerede dermansız bir dert görürsem hayırlısının böyle olduğunu, daha kötüleri kötüleri olacağına bununla yaşanması gerektiğini düşünürüm. Nasılsa hepsi de geçiyor, unutuluyor öyle değil mi?
Unutulmasa da eskisi kadar hatırlanmıyor. Geçmesede eskisi gibi acıtmıyor canımızı. Sizce acılara mı alışıyoruz? Yoksa acılarla yaşamaya mı? Herkesin kendi yaşanmışlığından yola çıkarak vereceği cevabı vardır elbette. Benim de yaşantımı düşünerek verdiğim bir cevabım var. Bana göre her ikisi de. Önce acılara alışıyoruz. Neden mi? Hayat denilen bu serüvende o kadar çok zorluklar var ki. Üstelik hepsi birbirinden farklı. O karmaşanın içinde kaybolmak istemiyorsak alışmak zorundayız. Kimse kaybolmak istemez, istese de kaybolamaz. Acı ama gerçek ki hayat devam ediyor. Bu acıları kabullendikten sonra onlarla yaşamayı öğreniyoruz. Başka çıkış yolumuzun olmadığını anladığımız o anda alışıyoruz işte.
Alışkanlık iyi mi kötü mü bilmiyorum ama, biriktirilmiş onca acı ile yaşanmaz bunu çok iyi biliyorum. Ya inceldiği yerden kopacak yada aynı yerden daha çok sağlamlaşacak.
Karar sizin. Her şey sizin elinizde!
Marziye Bilir