Sessizliğin ve yalnızlığın hakim olduğu bir gece ve bir sokak. Dolaşan birileri yok burada , ya da camdan balkondan bakan biri. Herkesi bir telaş sarmış. Dünya telaşı sanırım. Ya da doğayla ilgilenmemek için kendilerince uydurulmuş saçma sebepler. Oysa ki haberleri yok ki huzur da doğada, mutluluk ta , hüzün de… Örneğin havanın kapanıp aniden yağmurun başlaması. Hava koyu gri rengini alınca birden bunalır, sıkılır insanlar. İçlerindeki kötü enerji ortaya çıkınca direkt olarak havaya kızarlar. Oysa ki havaya kızmak yerine bir ormanda veya bir kumsalda yağmurun tadını çıkarmak size pozitif enerji ve mutluluk verecektir ve bunun farkında değilsinizdir. İnanın bana herhangi bir yerde yağan yağmuru kahve ve kısık sesli müzikle izlemek, o müthiş kokusunu içine çekip , şimşeklere bakmak… Fazlasıyla güzel bir his oluşturuyor. Ve aynı zamanda da yağmur altında ıslanırken ıslandığınıza küfür etmeyip yürümek ve hatta dans etmek de beynimizin mutluluk hormonu salgılamasına sebebiyet veriyor. Bu süre boyunca kötü olan bütün enerjileriniz yok oluyor. Mutluluğun ne olduğunu , neye benzediğini , ne hissettirdiğini hatırlamış oluyorsunuz. Sahi bu mutluluk denen şey size bu kadar yakınken nasıl oluyor da bir o kadar da uzak oluyor anlamış değilim. Şimdi şimdi sokaktan geçen insanlara bakıyorum da… Acı, hüzün, keder ve büyük ölçüde sinirden başka bir duygu göremiyorum. Ne bir tutam mutluluk var ne de heyecan. Dünya , insanlık nereye gidiyor ? Bizim mutluluğu yakalayabilmeye ihtiyacımız var genel olarak. Artık sulara antidepresan mı atarız yoksa mutluluğu aşılamaya çalışırken dayak mı yeriz bilmem. Ama bir şeyler yapmamız şart. Yürüsek mesela kilometrelerce , bisiklete binsek, bir şeyler organize etsek , kitap okusak , kitapları ve hatta birçok gıda ve nesneyi paylaşsak ; güzel olmaz mıydı ? Olurdu elbet.. İnşallah olur da. Şu an çakan şimşekleri ve yağmuru izleyip acılarımı düşünmekten başka bir şey yapmıyorum. Umarım mutlu oluruz…
Umarım Mutlu Oluruz
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum