“25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” ne kadar şatafatlı bir isim öyle. Bir kadın şiddet görmüş ve sonra buna başka kadınlar da eklenmiş hatta bu o kadar çokmuş ki başka ülkelerde de var olmuş. Birisi çıkıp bu şiddeti kabullenmiş ve buna dur demeliyiz demiş. Ve öyle bir hal almış ki bu bir kutlama günü ilan edilmiş.
Kadının şiddet gördüğüne mi üzülelim? Yoksa birçok kadının bunu yaşadığına mı? Ya da bu günü ilan edip her yıl anılmasına mı?
Ne olacaktı şiddet gösteren kişiler bugün şiddet günüymüş şiddet uygulamamalı mıyım diyecek yoksa Aaa, kadına şiddet günü varmış hadi bunu şiddetle kutlayalım mı diyecek!!!
Gönül isterdi kadına, çocuğa, yaşlıya, engelliye şiddet uygulanmasın biz de bunları protesto etmek için sokağa dökülmesek. Ne yazık ki kadına şiddet 2024 yılında olunmasına rağmen dünyanın birçok yerinde devam etmekte. Birçok kadın gördüğü şiddetten ötürü yaşamını yitirmekte, psikolojik sorunlar yaşamada, bundan kurtulmak için yanlış yollar seçmekte, intihar bile etmekte. Ve birçok çocukta annesine, ablasına, tanıdığı birine uygulanan şiddeti görmekten, bir şey yapamamaktan dolayı psikolojik sorunlar yaşamakta. Hatta bazısı annesini kaybetmekte öksüz kalmakta.
Peki, ne olacak ve biz ne yapacağız?
Şiddete maruz kalan birini gördüğümüz zaman kolluk kuvvetlerine haber vermeliyiz. Eğer aciliyet gerekirse şiddet uygulayan kişinin dikkatini çekecek bir şeyler yapıp o anlık şiddeti durdurabiliriz. Eğer müdahale edip kimseye ve kendimize zarar vermeyecek bir durumdaysak müdahale edebiliriz.
Gerek kendimiz şiddet gördüğümüzde gerek şiddete maruz kalanı gördüğümüzde KADES uygulamasını kullanarak, ALO 183’ü arayarak, bizzat karakola giderek, adliyede savcıyla görüşerek şikayette bulunabilirsiniz.
Sosyal Hizmet Merkezlerine giderek neler yapabileceğinizi öğrenebilir, ŞÖNİM’e giderek sığınma talep edebilirsiniz.
Naçizane de kendimizi koruyabilecek araçlar bulundurarak ve kendimizi koruyacak kadar dövüş hareketleri öğrenebiliriz.