Özellikle yaşadığımız ülkede iş bulmanın ne kadar zor olduğuyla ilgili daha önce uzun uzun konuşmuştuk. Herhangi bir alanda mesleki eğitim almak veya üniversitede lisans ve yüksek lisans eğitimleri alarak kendimizi geliştirmek için çabalamak ne yazık ki artık iş bulmak için yeterli olmuyor. Hatta çoğunlukla sizin eğitim aldığınız alanda çalışan insanların bu konuyla alakalı herhangi bir eğitimleri olmadığını bile görüyor olabilirsiniz. İşte bu durumda devreye tanıdık faktörü yani torpil girmiş demektir.
Tanıdık faktörüne her alanda rastlayabilirsiniz. Devlet tarafından yapılan memuriyet atamalarında bile ne yazık ki artık bu faktör önce hiç olmadığı kadar ön planda. KPSS veya ona benzer alan yeterliliği isteyen sınavlara girmeniz ve bu sınavlardan yüksek notlar almanız da artık ne yazık ki önemli değil. Pek çok devlet kademesine, insanların tanıdıklarının çalışmak için yerleştirildiğini de görmekteyiz. Üstelik bu insanlar söz ettiğimiz yeterlik sınavlarında atanamayan veya yerleştirilemeyen pek çoklarından daha düşük notlar almışlar…
Torpilin Hayatımızdaki Yeri
Bildiğiniz üzere torpil hayatımızın dört bir yanına yayılmış vaziyette. Yani söz konusu yalnızca iş hayatı değil. Bir sanatçıysanız ve sanatınızla alakalı yaptığınız çalışmalarla bir yarışmaya katılıyorsanız işte yine karşınıza torpil faktörü çıkıyor. Yarışma jürilerinin tanıdıklarının veya ahbaplarının aldığı ödüller, iktidarın herhangi bir kesimine yakın olduğu için festivale gönderilen filmler, ülkenin en ünlü sanatçılarından biriyken konser veremeyen sanatçılar… Bunlar çoğunlukla torpilin nelere kadir olduğunu bize kanıtlayan örnekler.
Devlet dairesine bir işiniz düştüğünde veya devlet hastanesine gitmeniz gerektiğinde sizin bulamadığınız ama içeriden tanıdığı olan birilerinin hemen bulduğu randevular… Tükenmiş etkinliklere bulunan kombine biletler… Bunlar torpil sahibi olanların siz olmayanların hakkını nasıl gasp ettiğine müthiş örnekler. Zaten hiçbirimizin de gözler önündeki bu durumu inkar edecek veya söz konusu duruma baş kaldıracak ne enerjisi ne de değişme dair inancı kalmış durumda. Hatta bu durumdan ne kadar nefret etsek de bizlerde bu ayrıcalığa sahip olmanın arzusu içinde her gün yeniden çabalıyoruz. Çünkü biliyoruz ki tanıdık birilerine sahip olmak gücümüzle yeteneğimizle ve eğitimimizle açamadığımız kapıların açılmasını sağlayacak.
Torpil Demeye Çekinenlere Kibar Bir Alternatif: Network
Artık iş bulmak söz konusu olduğunda network kavramı eğitim hayatımızda ve eğitici seminerlerde sıklıkla karşımıza çıkacak kadar önemli bir alana sahip. Network kavramını açarsak, sosyal ağ veya iletişim ağı gibi bir anlam çıkarmak mümkün. Ama daha basit bir ifadeyle ve dürüstçe Network kavramını açacak olursak, güç sahibi ve işinize yarayacak -işinizi kolaylaştıracak- tanıdık ağı demek daha doğru olacaktır. Herhangi bir alanda eğitim verilirken söz konusu bu çevreyi nasıl oluşturacağınız ile alakalı dersler bile veriliyor. Çünkü dünyanın neresine giderseniz gidin insanlarla tanışmak ve tanıştığınız bu insanları kendi menfaatleriniz doğrultusunda kullanabilmek gerçekten bir sosyal beceri gerektiriyor.
Torpil dediğimiz kavramın etik olup olmadığı tartışılır. Eğer yukarıda verdiğim örnekteki gibi herhangi bir eğitime veya yetkinliğe ya da bir yeteneğe sahip olmayan insanların bunların tamamına sahip olanların yerlerini gasp etmesi gibi bir durum söz konusuysa evet torpil dünya üzerindeki en kötü aksiyonlardan biri. Ve keşke bununla savaşmak için elimizden bir şey gelebilse. Ama torpil dediğimiz kavramı bir de şuradan ele alabiliriz: Siz çalışmak istediğiniz alanda eğitim aldınız ve kendinizi kanıtlamak için elinizden gelen her şeyi yaptınız. Şimdi iş bulmak istiyorsunuz ama bunun için kime ve nereye gideceğinize dair hiçbir fikriniz yok. Ve bu noktada çevrenizdeki insanlarla iletişim kurmaya ve sizin çalışabileceğiniz uygun bir pozisyonum olup olmadığını sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu sorgulamanın sonucunda bir iş buluyorsunuz ve bu iş size bir tanıdığınız vasıtasıyla geliyor. İşte bu aşamada söz konusu duruma tam anlamıyla ve kötücül bir yerden torpil diye yaklaşmak bence doğru değil. Çünkü bir hak ihlali söz konusu değil elimizde değerlendirebileceğimiz fırsatlar var ve kendi alanınızda yetkin olduğunuz için herhangi birinin yerini gasp ediyor değilsiniz.
Özetle yapılması gereken şey şu: Fazla insan tanımanın ve bu insanlardan günü geldiğinde yardım istemenin elbette yanlış bir tarafı yok. Fakat ilk önce kendinize “Ben herhangi birinin hakkını yiyor muyum ve bu alanda yeteri kadar donanıma sahip miyim?” sorularını sormayı unutmayın.