Ben vedaları hiç sevmem Hatice abla. Hiçbir zaman beceremedim zaten. Otogarlardan hep nefret ettim. Dudullu terminaliyle bile daha geçen sene barıştım. Bavullardan, son bakışlardan, göz yaşlarından, ağızdan çıkan son sözlerden, bavulların tekerlek seslerinden. Terminal kokusundan. Birdaha geri dönmeyeceğin, dönemeyeceğin o mekandan çıkarken ilerleyen saniyelerden. Hep. Nefret. İçimde ki bu öfkeyi nereye kaldıracağımı bilemiyorum. Aylin’in dediği gibi “ Belki saç baş girişseydik rahatlardım.” Gerçi bakma sen bana, saç baş giriştim ben. Kendime. Televizyonlar kırıp, kitaplıklar altında kaldım. Niye hiçbiri yüreğim gibi tuzla buzlanmadı? Bilmiyorum. Şaşkınım.Üzgün. Kırgın. Ve daha ismini bilmediğim bir sürü duygu. Aramızda şimdi 15 BK’ dan daha fazlası var. Dizine yatırıp saçlarımı sevdiğini düşünüp aslında bi haber içimi sevdiğin için. Bana güzelim kalbinde yer verdiğin için. Hele o baş başa yaptığımız kahvaltı ve salyam aka aka yediğim harika kolifiler için sonsuz teşekkürler. Karşılıklı içemeyeceğimiz tüm Türk kahvelerine dargınım şimdi. Ağzımda bir sürü güzel dilekler biriktirdim kusuyorum sana. Son olarak “Kişi sevdiğini Allah’a emanet ederse, onu bir daha görmeden ölmezmiş.” Öyleyse sen de Allah’a emanet ol Hatice abla. Ayağına taş gözüne yaş değmesin. Hoşça kal gözüm.
Aramızda Şimdi 15 BK'dan Fazlası
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum