yazar.kafasi bahsettiğim instagram sayfası şimdiden bol fikirler, beğeniler…
Ne yazacağımı bilmediğim zamanlarda aklımda tonla olan bilgilerime göz atıyorum sonra da içlerinden birine yoğunlaşmaya çalışıyorum. Ama nedense bir fikir için hangisine yoğunlaşsam bir farklılık sunacakmış gibi geliyor. bu yüzden istemsizce bilgilerimle bir tıkanıklık haline giriyorum. Az önce kooplog un başlıklarında gördüğüm soruyla ilerlemek istiyorum.
Farkındalık yaratmak istediğin bir konu üzerine yazı yazalım.
Farkındalık nedir diye bir soru sormuştum kendime bence farkındalık birilerinin bizim gibi olmadığını kabul etmek demek. Dikkatli düşünün. İnsan ne için bir başkasını küçümser, yok sayar ya da o kişiye karşı bir önyargı geliştirir?
Bizime aynı fikri taşımayan birine hep bizden uzak gözüyle barkız. Aynı zevkler ya da aynı insanlara karşı olan hayranlık duymadığımız birine karşı… Birçok insan bir başkasına karşı hep tuhaftır. Yapmayı sevdiğimiz olmayı seçtiğimiz ve bizi biz yapan tecrübelere karşı diğer insanlara verdiğimiz tepkiler ile hep tuhafız. Birçok insan bunu yaşamaması ya da diğerinin gözünden yaşamın derinliğini görmediği için farklı bir tepki alıyoruz. Ben de birçok insana göre tuhafım. Bana hep neden böyle düşünüyorsun? Niçin bunu yapıyorsun gibi tepkiler aldığım zaman oldu ve almaya devam ediyorum. Bu sebeple kendimi düzeltmeye çalıştım. Daha nasıl tuhaf olduğumu bile bilmiyorken. Düzeldikçe(!) depresyona giriyordum. Resmen anlatamayacak gibi bir anda yapmacık halimle insanların karşısındayım bu yüzden de kendimden ufaktan soğudum oluyordu.
Bir zamanlar bu konuda çok kafa yormuştum. Ben neden bu kadar farklıyım? Bu düşünceler beni bir başkasının gözündeki tuhaf imajını iyice haklı olmaya meyilli yapıyordu. Çünkü biri sizden şüpheleniyorsa sorun yok asıl sorun siz kendinden şüphe duymaya başladığınızda gerçekleşecek. Zaman çok çabuk geçiyor farkında bile olmadan, kendimiz olmadan.
Birçok zamanda hep bir yere ait olma hissiyatımız var. Bence bu mevzu aileden geliyor bir yerde okumuştum aile bireyleri ebeveynlerinin gözünde iyi bir konuma sahip olmak için bir çok şey yapıyorlar ve bu sayede kimileri bahsettiğimiz yerdeki yerini alıyor kimileri ise bu yerlerden hep aciz kalıyor. Ait olma hissiyatı nerdeyse hepimizde var işin kötü yanı bunun ilerdeki zamanlarda arkadaş, okul iş vb. Daha farklı yerlerde de tekrar etmesi çok kötü değil mi? Lise benim için aptallık gibi geçti iyi insanların benim aptallığıma katlandığı kötü insanların ise yermesiyle devam eden bir zaman dilimi… o zamanlar insan daha fazla bir yere ait olmayı istiyor. Ve kendini herkesle bir olmak için boş bir çaba gerçekleştiriyor.
Yarım satır boyunca anlatmaya çalıştığım ama geçmişin izleriyle psikolojik terapiye girdiğimi sonradan fark ettiğim bir yazı ile karşınızdaydım. Demek istediğim; bir yere ait olmak için öyle çabalayoruz ki kendimiz olmaya vakit kalmıyor. Bizim için bu alışıldık hale gelince de aynı şeyi şu tuhaflık meselesinden bahsediyorum başkasına yapıyorum. Az önce bahsettiğim kendimden soğuma olayı vardı ya işte o olay alışıldık halin üzerimizdeki etkisi oluyor. En azından benim için kendi yaşadığım ve hayatıma karşı nasıl bir yol izlemem gerekiyorsa diye paylaşıyorum buradan bir uzman olduğum düşüncesi çıkmasın.
Farkındalık dedik. Konuyu açtıkça fark ediliyor insanı olduğu gibi kabul etmek, aslında insanın kendini de olduğu gibi kabul etmesi ile aynı sayılır bence. Kişisel olarak kendimize saygı duymayı öğrendiğimizde çevremizde bizden farklı düşüncelere, giyime, hatta fiziksel özelliklerine bile daha saygılı olmaya başlıyoruz. Bir yere ait olma ihtiyacımız bizi hep başkalarından uzaklaştırıyor ya da bazen yanlış kişilere yakınlaştırıyor tabi işlerin sonu hep aynı. Bazen dememin sebebi yine az önceki paragrafta bahsettiğim aptallığıma katlanan arkadaş kitlem. Tanıştığım için mutlu olduğum ama tam anlamıyla kendimim ifade edemediğim insanlar onlara buradan çok teşekkür ederim. Onlarla az da olsun kendimim keşfetmek ve ergenliğimi en ergenimsi zamanlarında iyi vakit geçirmemi sağlayan insanlardı. Evet tuhaftım ama onların bu soruları ile yaşamayı öğrenmiştim.
Farkındalık yaratmak istediğim çok şey var ama en önemli şu an bu: kendini fark et sonra hayatı…
Millet umarım yazımı beğenmişsinizdir. Profesyonel olmadığı herhalde milyarlarca kez belirterek söylüyorum bu yüzden kendi hayatımdan hem yaşadığım hem de hissettiğim şeyleri yazdım. Bu benim için büyük bir heyecan. Yazılarımı paylaşmak. Bu blog şimdiden teşekkürler.
Geçen bahsettiğim roman, hikâye, şiir, yazı amaçlı ufak fikir üretip paylaşacağımız bir instagram sayfasından bahsetmiştim. Bu blog işi benim için bir ilk bu yüzden hala neyi nereye koyacağımı bilmiyorum. Deneyeceğim. Kesinlikle hoşunuza gidecek bir sayfa özellikle bir önerisi olan ama konu, diyalog, ya da içerik ile ilgili merakı olan arkadaşlar sizi bekliyorum.
ARYA RİTER