Toplu Taşımayı Kullanırken Hayatta Kalmanın 7 Yolu

Toplu Taşımayı Kullanırken Hayatta Kalmanın 7 Yolu

Araştırmalara göre; İstanbul’da işe toplu taşımayla gidip gelen bir kişi trafikte ortalama 90 dakika harcıyor. 15 milyon nüfusu olan İstanbul’da toplu taşımaya binmek ise ayrı bir sorun teşkil ediyor. Biz de kalabalık, havasız ve sıcak otobüs, metrobüs ve metrolarda hayatta kalabilmek için bir rehber hazırladım. İşte toplu taşımayı kullanırken hayatta kalmanın 7 yolu…

Toplu Taşımayı Kullanırken Hayatta Kalmanın 7 Yolu

1. İlk Duraktan Araca Binin

Eğer fazla vaktiniz varsa mümkün olduğunca daha önce duraktan araca binin. Hatta ilk duraktan araca binmek en iyisidir. Böylece oturacak yer bulma şansınız artar. Bunu en hızlı metro ve metrobüste yapabilirsiniz. Otobüste bunu denemek bir risktir.

2. Sıraya Girin, Girmeyenleri Uyarın!

Biliyoruz ki İstanbul’da pek çok kişi toplu taşıma araçlarına binerken uyulması gereken “inenlere öncelik verin” ve “sıraya girin” kuralına uymuyor. Ancak mümkün olduğunca bu kurala uyun. Metrobüs ise toplu taşıma araçlarının en kalabalık olanı. Bu nedenle büyük ihtimalle metrobüse sıraya girenleri görmeyeceksiniz. Bu hususta önce yolcuları uyarın eğer kimse uymuyorsa araca binebilmek için maalesef “ortalığı yarma” tekniğine başvurmanız gerekecek.

3. Ezilme ve Havasız Kalmaya karşı Araçta Uygun Yerlerde Durun 

Özellikle yaz sıcaklarında aracın içinde kalabalıkta sıkışıp havasız kalmak en büyük derttir. Bu nedenle araçlarda koltukların arkası ve kapı köşeleri en havadar yerlerdir. Kapı girişlerinde ortada durmak son tercihiniz olsun. Zira inenler ve binenler arasında kalıp hırpalanmanız işten bile değil.

4. Her Zaman Yanınızda Su Bulundurun

Yaz-kış fark etmeksizin yanınızda su bulundurmayı ihmal etmeyin. Çünkü havasız kalmak sizi bunaltıp bayılmanıza neden olabilir. Ayrıca yelpaze veya gazete gibi bir eşya da havasız kaldığınız zamanlarda imdadınıza koşabilir. Elinizde su taşımak istemezseniz mutlaka havalandırma çıkışlarının altına kendiniz konumlayın ve insanların yerinizi almasına izin vermeyin. Havalandırmanın çalışmadığı otobüslerde mutlaka pencerelerin arasında durun. Hava alacağım derken yüz felci geçirmek istemezsiniz.

5. Oturacağınız Yeri İyi Ayarlayın

Cam kenarındaki koltuklar toplu taşıma araçlarında oturulacak en iyi yerlerdir. Bu koltuklarda yer bulmak, klimanın yetersiz olduğu zamanlarda ya da kışın aracın içi fazla ısındığında pencereden hava almanızı sağlar. Ancak güneşin hangi yöne denk geldiğini de iyi hesaplayın. İstanbul trafiğinde genelde yaz-kış sıcak olan araçlarda en az 1 saat güneşte yolculuk etmek seyahatinizi kabusa çevirebilir.

Ayrıca otobüslerin en arka koltuğunda oturmak, bazen ayakta gitmekten daha kötüdür. Çünkü koltuklara yakın olan motordan gelen sıcaklık, aracın havasızlığıyla birlikte büyük bir işkenceye dönüşebilir. İnsanlarla muhatap olmak istemiyorsanız kapı girişlerindeki tekli koltukları kapıp keyifli bir yolculuk geçirebilirsiniz. Zorunda kalmadıkça dörtlü koltuklara koşmayın. Çünkü bu koltuklarda oturmasını bilmeyen 3 kişi ile seyahat etmeniz çekilir dert değil.

6. İnmeden Önce Hazırlıklı olun

Araçtan ineceğiniz duraktan birkaç durak önce hazır olun. Hatta 2 durak önceden kapıya yanaşmak araçtan inerken kolaylık sağlar. Kapıya yanaşacağınız kaçış planını koridorlardaki yoğunluğa ve insan tipine göre planlamalısınız.

Eğer son dakika ayağa kalkarsanız kalabalıktan ilerleyemeyeceğiniz için durağınızı kaçırabilirsiniz. İstanbul’da yolculuk yaparak hangi insan tipinin bulunduğu alandan kolay geçiş yapabileceğinizi kendiniz deneyimlemelisiniz. Her ilçenin, her mahallenin profili farklı.

Örneğin; Yenikapı-Hacıosman metrosunda Yenikapıya yakın istasyonlarda inenlere öncelik tanınmasını beklemek neredeyse imkansız. Hacıosman istasyonuna yaklaştıkça inenlere öncelik verildiğini gözlemleyebilirsiniz.

7. Diğer Yolcularla Tartışmayın

Her ne kadar haklı olursanız olun diğer yolcularla münakaşaya girmeyin. Herhangi bir laf dalaşında konuyu kısa kesin. Trafik, iş ve okul stresi, yorgunluk insanlara ekstra bir agresiflik katar. Genelde iş saatleri sırasında gerçekleşen ve epey zahmetli olan seyahatinizin daha da zorlaşmaması için enerjinizi korumanız gereklidir. Türkiye’de yaşadığımızı tekrar hatırlatıyor ve mümkün olduğunca eve tek parça varmanızı temenni ediyoruz.

Pelin Aykın
26 Şubat 1996’da İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik mezunu. 2 yıl bir gazetede çalıştı. Yazmayı, okumayı, seyahat etmeyi ve farklı renkleri tanımayı sever. En önemli özelliği ise Rock’n Roll aşığı olması.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Özgürlük Güneşine Perde ”ÇEKME!”
Özgürlük Güneşine Perde ''ÇEKME!''

Özgürlük Güneşine Perde ”ÇEKME!”

Sonraki
Mutluluk

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.