Yunan mitolojisinde Kronos, babasını Uranüsü hadım edip cinsel organını denize atar, ve deniz döllenmiş olur. Venüs ise yandaki tabloda sol tarafındaki iki rüzgarla kıyıya yükselmiş olur, evet bu tablonun hikayesi böyle başlıyor. Ama antik yunanın rönesans döneminden bu yana mitolojilerde çeşitlilik mevcut. Venüs güzellik, ve aşk tanrıçası olarak bilinir. Bu muhteşem tablonun yazarı Botticelli bu tabloyu dönemin ünlü şairi olan Angelo Poliziano’nun Venüs’ün doğuşunu anlattığı şiirden esinlenerek yapmıştır. Şiir Aphrodite için yazılmış bir antik Yunan ilahisinden alıntıdır. Kronos, zeusun babası tanrı katında hükümdarlığı almak için öz babasının cinsel organını akdenize atar. Ve denizde oluşan milyonlarca köpükten sonra tanrıça Aphrotide bir deniz kabuğunda kıbrıs kıyılarından çıkar ve eserde tam olarak o ana göre resmedilmiştir. Detaylıca incelendiğinde rüzgarın tanrıçaya üflediğinde güllerin savrulduğu resmedilmiş, saçları ile genital bölgesini, ve belli uzuvlarını kapatan tanrıça eserde güzelliğin hatlarını belli etmiştir. Yaklaşık 1445 yıllarına dayanan bu eser o dönemlerde görülmesi için binlerce insanın kuyruk oluşturduğu ve rivayete göre bu eser ilk çıktığında dönemin ortasında gökyüzünden belli belirsiz hipnozite şekillerin yeryüzüne indiği söylentileri çıkmıştır. Büyüleyici olan tablonun pagan inanışını ve hristiyanlık düşünceleri harmanlamak amacı ile ortaya çıktığınıda söyleyebiliriz. Bu sebeple tablonu asıl ama dinsel olguları ele almakta. Görmüş olduğunuz bu eser günümüzde İtalya’da Uffizi Galerisinde de sergilenmektedir.
The Birth of Venus – Sandro Botticelli
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum