Kahramanımız Doppler iyi bir işe, eşe, aileye sahiptir. Her zaman başarılı olmak zorunda kalmış ve olmuştur da. Her şey mükemmeldir. Bir gün babası ölür ve ormanda bisiklet sürerken düşer, başını çarpar. Bu zamana kadar hissetmediği bir huzuru hisseder. Tüm dert ettiği düşünceleri yok olmuştur. Artık ormanda yaşayacaktır.
Doppler’in bir kızı bir oğlu vardır. Kızı Yüzüklerin Efendisi hayranıdır. Babasının farklı olduğunun, onun insanları sevmediğinin farkındadır. Oğlu Gregus 4 yaşında çizgi film hastasıdır Bongo ve ormanla tanışana kadar.
6 ay ormanda çadırda yaşar Doppler. Arada eşi cinsel ihtiyacını karşılamak için gelir ve evet, cinsel organının büyük olduğunu kahramanımız kendisi de söyler. Eşi 3. çocuğuna da hamile kalır.
6 ay sonra ilk defa avlanmak zorunda kalır. Bu zamana kadar Düsseldorf’un-babasını hiç görmemiş, savaşta kaybetmiş, eşini de kaybettikten sonra kendini babasının öldüğü anı maket olarak yapmaya ayırmış bir adam- dolabından çalarak karşılıyordu. Ama o da bunu fark etmiş evine kilitler taktırmış. Avlanmak için Doppler tuzak kurar. Bu tuzağa anne geyik ve yavrusu gelir. Anne geyiği öldürmek zorundadır. Ve yavru geyik annesi öldükten sonra Doppler’i bırakmaz. Doppler ile arasında çok özel bir dostluk oluşur. Doppler adını Bongo koyar.
Doppler’in hırsıza DVD vermesi ve onunla dost olması, geyik eti takasıyla yağsız süt alması gibi başarılı modern insandan ilkelliğe dönüşü ve kendine başarısızlık hakkı vermesinden ormanın ev sahipliğine pek çok konuda fikir sahibi olabileceğimiz kitap. Kitabın 2 devam kitabı da var: Volvo Kamyonlar, Bildiğimiz Dünyanın Sonu.