Uzun bir döngünün ardından, başladığın yeni yaşantı seni zorunlu mekanlara çeker. Ayakların yıllarca arşınladığı bildik tozu bırakır, yeni olanı biriktirir. Çaresizce bir kaosun içinde debelenir, çözümsüz kaldıkça geçmişine, geleceğine söylenirken bulursun kendini. Yeni olan ürkektir vede korkaktır hareket ederken. Zorunlu işlevlerin seni mecbur kılar olanı kabullenmeye. Yediğin ekmekten korkarsın fazla mı oldu diye. Yada hareket ederken iki kere düşünürsün vede konuşurken. Karşındakine mecburiyetin çaresiz bırakır elini kolunu. Ki bu ailende olsa. Arada inançlarında olur umuda dair. Bir nefes alımlık süreçlerde rahatlatırsın kendini. Şükür bilincin ve inancın durur beyninin loplarında. “Rabbim bir yol göster.” duaları yankılanır kendi sesinle, kulaklarında. Yaş kemale erse de hayaller ve umutlar hep çocuktur.
“Nereden nereye? dersin bilinmez yazgının kanatlarında. Bir ses bir nefes ararsın dost yüzlerde yada sandıklarında. Onlar senden dahada karamsar tuz olur yüreğine, buz kesersin. Yalnız olduğunu düşündüğünde bile yalnız değilsindir. Yaradan nefesinden yakındır ama sen acele edersin tutunmak adına hayata. Uzun bekleyişlerin tecellisindendir bu yitip gitmelerin. Artık başlasın dersin benim için iyi olan. Bir kere olsun yolunda gitsin moral yerlerde yuvarlanmadan. Hep uğraş verirsin, artık kolaylaşsın dersin. Yorgunluk iz bırakır ak düşmüş saçaklarına. Küçük umutlarda yeşerttiğin küçük adımlar büyük olsun diye niyet edersin.
Doğrul, akşam oldu. Yarına Allah Kerim.