Akşam akşam sinir bozucu bir haberle karşılaştım.
Dün gece Taksim’de 23 yaşında bir genç tinerciler tarafından önü kesilip öldürülmüş.
Ölen gencimize Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileyerek sözlerime devam edeyim.
Taksim gibi Türkiye’nin belki de en büyük, en işlek merkezlerinden birinin düştüğü hali görmek beni inanın kahrediyor. 2000’li yılların başlarına kadarki gençliğimizin Taksim’i nerede, şimdiki Orta Doğu bozması beton yığını nerede, hayretler içerisindeyim.
Özellikle 2013’teki Gezi olaylarından bu yana devlet Taksim’e karşı intikam alır gibi politikalar izliyor. Gece vakti yolunuz düşmesin, gündüzün adım başı polis olan yerde geceleri hiçbir güvenlik önlemi yok. Üstelik geceleri o bölgede dolanan tipler de, gündüzleri alışveriş peşinde koşan turistler değil, böyle canilik yapmaya müsait ipsiz sapsız tipler.
Bu tinercilerin gece vakti Taksim kadar büyük bir yerde kafalarına göre dolanıyor olmalarına ihtimal vermiyorum. Ben bu kadar tedbirsizliğin altında art niyet ararım. Ekonominin sıkıntılı olduğu, işsizliğin tavan yaptığı, mülteci sorunlarının her gün daha da büyüdüğü bir ortamda koskoca bakanlar hâlâ particilik oynamakla meşgul.
Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu beyefendi, bakan olduğunu unutup partisinin belediye kaybetmesinin verdiği hazımsızlıkla esip kükreyeceğine, keşke gencecik vatandaşlarımızın, ülkemizin geleceğinin katledilmesini önlemeye kalksa.
Siyaset uğruna bu tedbirsizliğe göz yuman, kişisel menfaatini millet menfaatinin önüne koyanları tarih unutmayacak.
