Yılların yılları kovaladığı zamanlarda bir insan gelmiş dünyaya. İnsan büyümüş büyümüş en sonunda yaşlandığını fark etmiş. Koşmuş, çok korkmuş. Yıllar yılları değil de insanı kovalıyormuş aslında. İnsan koşarken, cebinden kitabı düşürmüş. Bir bakmış ki cahillerle dolmuş dünya. Şimdi çok daha korkup hızlanmış daha da. Düşmüş, çuvallamış adeta. Gözlerini yumunca korkudan, bir de bakmış ki adaleti düşürmüş. Dünya şimdi haksızlıklarla doluymuş. Orada yaşayamayacağını düşünüp en sonunda kalkmış yılları yakalamak istemiş. İnsan yılları kovalıyormuş bu defa. Onu yakalayıp da dursun istemiş zaman. İnsan hırsı bulunca, siyaseti düşürmüş elinden, hem de koskoca bir bataklığa. İnsan insanlığından utanmış da duru vermiş olduğu yerde. Bir de ne görsün, o yılları değilde yıllar onu kovalıyormuş aslında. Yakalanmış yıllara ve çocukluğu düşmüş. Bütün dünya aslında genç olan ama ruhları yaşlanan somurtkanlarla dolmuş. Bıkmış artık ve ” Bitsin artık bu çile!” diye haykırmış. Yıllar kızmış insana “Haksızlığı sen doğurdun oysa, o halde ne bu mızmızlanma? ” Anlamış insan, yıllar insanı değil de yılları kovalıyormuş aslında. İnsan da bir rol almak için bu koca dünyada, olduğu yerde koşarken insanlığını düşürüyormuş. Sonra da bütün suç yılların oluveriyormuş.
Suçlu Kim?
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum