Öncelikle, sosyal medyanın hayatımızın her alanında bizi etkilediğini ve kişiliğimizde birçok önemli özelliğin değişmesinde önemli rol oynadığını hepimiz biraz gözlem ile fark edebiliriz. Büyükten küçüğe hepimiz teknolojik aletlerimiz ile farklı birçok sosyal medya hesabı kullanıyoruz ve buralarda gün içerisinde uzun sürelerce aktif oluyoruz. Asla teknolojinin insanları kötü etkilediğini savunan biri değilim fakat teknoloji kullanımının fazlalığının insanların hayatlarını çok fazla etkileyebileceğini düşünüyorum.
Öncelikle büyükten küçüğe herkesin illa birden fazla hesabının olduğu sosyal mecralarda sürü psikolojisinin çok yaygın olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Örneğin hepimiz takip ettiği ve hoşlandığı birçok mizah sayfası vardır, onları ele alalım: bir mizah sayfasında birkaç hafta önce gayet net bir şekilde savunulan bir düşünce ya da olayın, daha sonra belli miktar bir ücret ya da hür irade ile düşüncesinin zıt düşüncesini savunduğunu rahatlıkla görebilirsin. Bu, elbette olur çünkü sosyal medyada nihayetinde bir ticaret alanı. Bizler için olmayabilir ama bu işten para kazanan birçok insan var. Yani, sürekli olarak insanların fikrinin değişebileceği ve neden linç yediğinizi bile anlamadan hiç tanımadığınız insanlar tarafından -ki tanıdıklarınız da aynı şekilde olabilir- yargılanabilirsiniz. Hal bu şekilde olunca insanların özellikle gençlerin yani yaşıtlarımın bu fikirleri benimsemesi ve bunları savunması oldukça doğal. Çünkü kabul etsek de etmesek de birçoğumuz çevre tarafından kabul görmeyi seviyoruz ve bu durum hayatımızı olumlu etkiliyor. Özellikle 13-18 orta yaş grubu arasında arkadaşların ve arkadaşların düşüncelerinin öneminin diğer yaş gruplarına göre çok daha önemli olduğunu birçok araştırmada görebiliriz. Arkadaşlarımızın ve çevremizdeki insanların düşüncelerini bu kadar önemserken çevremizde herkes tarafından havalı ve sanki herkes öyleymişçesine bahsedilen konuları kendi içimizde bir süreden sonra normalleştirmeye başlarız.
Örneğin sosyal medyada herkesin dilinden düşmeyen bir uyku aşkı, okul sevgisizliği ve matematik nefreti vardır. herhangi bir sosyal ağda kısa bir süre gezdiğiniz zaman insanların sürekli yatıp dizi film izlemek ve yemek yemek ile ilgili şeyler paylaştığını görebiliriz. Daha sonra gençlerimize baktığımız zaman ise sosyal medyada gördüğümüz insanların sürekli bahsettiği gece uyumamak, sabah geç kalkmak, sürekli yemek yemek, sürekli uyumak, okulda uyumak, ders çalışamamak, matematiği ve diğer sayısal dersleri çözememek ve zorlanmak gibi durumların hepsinin gençlerin yaşam tarzı hale geldiğini görürüz. Gençlerin hepsini derinden etkilemese bile sosyal medyanın insanların kişisel düşüncelerini, yaşam tarzlarını, ve bahsedilen konulara karşı gereksiz bir ön yargı edinilmesini sağladığını düşünüyorum. Bu nedenle insanlara az sosyal medya kullanmayı tavsiye etmeden önce, insanlara sosyal medyadan görülen ya da okunan şeylere kulak asmamak, bunları yaşam tarzı haline getirmemeyi tavsiye etmeliyiz. Çünkü, sosyal medyada geçirilen etkisiz bir dört saat, okuduğunuz her şeyin hayatınızı etkilediği bir saatten çok daha yararlıdır.