Daha küçük bir çocukken,şu ‘SORUNLU’ diye adlandırdığımız aile kavramına sahiptim.Çok iyi bir babam,çok iyi bir annem vardı.Neden sorunlu olduklarını bu yaşıma gelmeden bir kaç sene önce anladım.
Fakir bir ailenin kızıydım ve sanırım içimdeki merhameti,vicdanı,sabrı ve elindekiyle yetinme içgüdüsünü buna borçluyum.Babamın dizinde oturup bu sefer odamı hangi renge boyamak istediğimi anlatarak,dolabımın karşısında dadılarımın hazır ol da bekleyişiyle hangi tütümü giyeceğimi seçerek büyümüş olsaydım eğer.. eminim ki içimde iyiliğin ve nezaketin zerresi olmazdı.Anne baba kavgalarına benim hayatımdaki kadar olmasa da yine de şahit olacağımdan eminim ama.Birbirlerini sevmedikleri için kavga etmezlerdi,etmediler.Kavga eden anne ve babanın olduğu aile mi sorunlu olurdu peki?
HAYIR..
En fazla küs kaldıkları zamanı hatırlamıyorum.Her kavgada toparlanıp annanemin evinin yolunu tutardık.Bir kaç sene önce anladığım ailevi sorunlarımızın kaynağının;alkol,parasızlık ve akraba fitneleri olduğunu,ilk sarhoş olup ailesizliğe ağladığımda idrak ettim.Ben ne anneydim ne de baba..Daha on beş yaşında bir ergendim evden ilk kaçtığımda.-ilk dememe bakmayın..hobi edinmiştim babamdan sonra isyan çıkarıp evden kaçmayı-İlkti benim için çünkü o gün bugündür birlikte uyuyamadım annemle.
Sonra anladım ki zaten bildiğim birşeydi ama farkına varmak mı istemiyordum bilmiyorum..Herkesin ailesinden taşıdığı izleri varmış ve benim annem ve babamda ondan böyle sorunlu ve yaralılarmış..Derinlere inmek istersek onlarında anne babası sorunlu ve yaralı…onlarında,onlarında,onlarında…
Ve;sorunlar ve yaralar insanlar için varmış…