Kırıklarım vardı, yıkıklıklarım, dağılmışlıklarım … Kırıklıklarımı telafi eden, yıkıklıklarımı onaran, dağılmışlıklarımı toparlayandın sen! O şehirden uzaklaşıp,senin olduğun şehre gelişimi anlamlandıran, o şehri güzel kılan, o şehri seninle yaşatan ve o şehri tanıtan sendin…
İlk geldiğimde bitsin dediğim bu zaman dilimine seninle bitmesin diyebildim ben… Yeni doğan güne sen var diye uyandım, güneşin sıcaklığını gülüşünde hissettim, güneşin batışını ise gözlerinde hissettim ben… Yağan yağmurlarda yüreğimi ıslattın , etrafa yayılan o toprak kokusunda nefesini hissettirdin sen… Ellerin sıcaktı , dokunuşun hoş, sesin rahatlatıcıydı, omuzların güvenilir… Dünya’da kaybolmasını istemediğim üç görüntü vardır.. Birincisi sarı güller, ikincisi masmavi denizler, üçüncüsü de yüksek tepeler.. Neden mi bu üç görüntü? Güller güzel kokar ve masumluğu simgeler. Masmavi denizler dinlendirir insanı, ferahlatır, dalgalarına karıştırır ve kendi müziğine katarak alıp götürür insanı derinlere,ulaşılmayan yerlere… Yüksek tepeler ise görkemlidir, oradan baktığında her şeyi net bir şekilde görebilir ve gerçeklerin ayrımına o noktadan varabilirsin… İşte sen de bu üç görüntü gibisin benim için. Nasıl o üç görüntü olmadan bir yanım yarım kalıyorsa ve kaybolmasını istemiyorsam sen de yarım bırakmazsın beni ve kaybolamazsın dünyamdan… Belki birbirimizi aslında tam anlamıyla tanımıyoruz ve birbirimiz hakkında bilmediğimiz noktalar var… Olsun bunları keşfetmek için çıkmadık mı bu yolla, bu noktalarla sevmedik mi birbirimizi ve de bu noktalarla kabullenmedik mi? Ne yolu dersen aşk yolu, mutluluk yolu… Çocukluğumdan bu yana vazgeçemediğim balonlar, elma şekerleri, kağıt helvalar, pamuk şekerler, bisikletler, uçurtmalar, midyeler,dondurmalar gibisin… Tıpkı çocukluğumdan bu yana vazgeçmediklerim gibi senden de vazgeçemiyorum… Aslında kavgalarımız da ikimiz kavga etmiyoruz, sen benliğinle ben de benliğimle … Çünkü biz bir bütünüz seninle, kopamayan bir bütün! Ben sana sevgimi hediye ettim, teslim ettim… Onu sakla olur mu, tertemiz kalsın hiç yıpranmasın… Değerimi bilirsen mutluluğun, bilmezsen hayatından kaybolur giderim… Ama unutma ki sen mutluluğu ve iyi bir hayatı hakediyorsun…
Ben olsam da olmasam da hep gül ve doyasıya yaşa, sonuna kadar ve yarım bırakmadan yaşa! Umarım ki beni hep güzel hatırlarsın,hayatına küçük parçalar bırakabilmişimdir ve bunlar bir gün kocaman bir parçaya dönüşür… Ben seni iyi hatırlayacağım. Hep sarı güller kadar masum, masmavi denizler kadar ferah ve yüksek tepeler kadar gerçekçi kalman dileğiyle…