Sağ-sol kavramının en keskin ayrımlarla yaşandığı ülkelerden biri Türkiye’dir. Özellikle 70 sonu ve 80 başında gerçekleşen progresif hareketler bunu kanıtlar nitelikteydi. Sağ-sol ideoloji kavramları ülkemizde siyaset üretmek yerine daha çok ülkeyi iki kutup halinde bölmeye yarıyor. Günümüz siyasetinde tüm kesimlere hitap edebilen partilerin iktidar olma olasılığı sadece belirli ideoloji üzerine siyaset yapan partilere göre çok daha fazla. Makro ekonomik problemlerin bu kadar yoğun olduğu yeni dünya düzeninde artık sağ veya sol ideolojilerin masalsı siyasi politikaları, felsefik söylemleri pek umursanmıyor. Yine de bugün ki yazımızda ülkemiz konjoktürü içerisinde bir türlü kendine tam olarak yer bulamayan ve uzun süredir siyasal iktidar olmaya hasret kalan ‘Sol’ siyasetin iktidar olma şansını kısaca yorumlayacağız…
Yaklaşık 100 yıldır devam eden Türkiye Cumhuriyeti içinde sol siyaset hiçbir zaman istikrarlı şekilde iktidar olamadı. Tek partili dönemde kurucu olarak Chp iktidar olarak ülke yönetimini sürdürdü. Çok partili demokrasi döneminde ise sadece Ecevit dönemlerinde Chp ve Dsp(koalisyonlu) iktidar olabildi. Ülke kurucusunun partisinin yaklaşık 50 yıldır iktidar olamaması, diğer sol partilerin sürekli olarak baraj altı kalması açıkçası sol siyasetin ülkemizde ne kadar geride kaldığını kanıtlar nitelikte. Sol siyasetin bu kadar geri planda ve devamlı muhalif olarak kalmasının en temel sebeplerinden biri zayıf siyasi liderler. Solun en büyük temsilcisi olan Chp yıllardır karizmatik lider kavramını dolduramıyor. Bülent Ecevit’den beri siyasi lider yetiştirme konusunda büyük sıkıntı yaşıyorlar. Sürükleyici bir liderin olmamasının yanı sıra Chp’nin kendini belirli muhafazakar alanlarda sürekli karşıt ve muhalif konuma düşürmesi de iktidara bu kadar uzak olma sebeplerinden sadece biri. Son yıllarda parti içi hizipleşme, zayıf lider, sol demokratlığın kürtçülük ile karışması gibi sorunlarda boy gösterince sol siyaset adına en güçlü parti olan Chp sadece küçük seküler ve kemalist bir kesime hitap edebilen muhalefet partisi konumuna düştü. Chp dışındaki sol partiler sosyalizm-komünizm adına siyaset yapan partiler. Sosyalizm ve komünizm kavramları ülkemizde din ve devlet düşmanlığı ile bağdaştırıldığı için zaten o partilerin halk nezhinde kabul görmesi pek mümkün görünmüyor.
Bütün bu sebeplerden ve daha fazlasından ötürü çoğunluğu muhafazakar gözükmese bile dini inancına bağlı ve vatansever olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından sol partiler ülke yönetimine getirilmiyor, iktidar olmak için yeterli güveni vermiyor diyebiliriz…